İstanbul halkı bu sıkıntılara sessizce katlanmaktaydı; ama zihinlerde şekillenen korku dolu bir soru cevapsız kalıyordu: Türkiye savaşa girecek miydi? Ya da Alman ordularının saldırısıyla savaşa girmek zorunda kalacak mıydı? Uzayıp giden, bir türlü bitmek bilmeyen karartma gecelerinde herkes radyo başında, sağlıklı ve doğru bir haber almaya çalışıyor, tedirginlik giderek artıyordu.
Sinirleri gittikçe geren bu ortamda, 10 Nisan 1941 günü gazetelerde yayımlanan bir haber halkı büsbütün heyecana verdi. Haberde şöyle deniliyordu:
" İstanbul halkından Anadolu'da akrabası olanlar ile arzu edenler hükümet vesaiti (aracı) ile meccani (parasız) olarak Anadolu'ya nakledilecektir. İsteyenler 15 Nisan 1941 tarihine kadar kaymakamlıklara başvuracaklardır. İstanbul'da oturan ve başka bir işi ve gücü olmayıp da aldığı tekaüt (emekli) maaşı ile geçinen ve sefer görev emri bulunmayan mülki ve askeri mütekaitlerle (emeklilerle) dul ve yetimlerin aileleriyle birlikte Trakya, İzmir, Erzurum, Ankara hariç olmak üzere istedikleri yerlerin iskele ve istasyonlarına kadar devlete ait vapur ve trenlerle nüfus başına 50 kiloya kadar yükleriyle birlikte nakillerinin yapılması uygun görülmüştür..."
Neden alındığı bilinmeyen karar
Açıklamada ayrıca bu 'meccani nakliyat'ın zorunlu olmadığı, sadece isteyenlerin gidebileceği üzerine basa basa vurgulanıyordu. Açıklamada yer almayan tek husus ise bu kararın neden alındığıydı. İstanbul 1941'de 800 bini aşan nüfusuyla ülkenin en kalabalık kentiydi. Bu da beraberinde güvenlik ve yiyecek sorununu da getirmekteydi. Valilik, kentin nüfusunun, özellikle geçim sıkıntısı çeken emeklilerin Anadolu'ya gönderilip azaltılmasıyla bu sorunların çözümünün daha kolay olacağını düşünmüş, alınan kararın hükümetçe de uygun görülmesi üzerine uygulamaya geçilmişti.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız