Birçok araştırmacıya göre Troya Efsanesi, Homeros´ın yazdıkları ve tahta at birer masaldan ibaret. Gizemi aydınlatan Hitit tabletleri, kimliği bilinmeyen "Deniz Adamları", insanımsı tanrılar ve Homeros´dan binlerce yıl sonra efsaneyi gerçekten yaşayan adı bilinmeyen Sicilyalı genç kız.
Çoğumuzun yolu Çanakkale´den geçmiştir. Dünyanın jeo-politik önemi büyük en önemli boğazlarından biri olmasının yanı sıra Çanakkale bir savaş destanının da odağı ve simgesidir. Ama Çanakkale´nin bir diğer yönü daha vardır ve bu yönü ile Çanakkale tüm dünya kültüründe yer alır çünkü Homeros´un ölümsüz Troya´sı oradadır. Bu günlerde, Troya adı yine gündemde çünkü yüzyılın başında Çanakkale kıyılarından Schliemann adlı hırsız tarafından kaçırılan ve Troya Kralı Priam´a ait olduğu varsayılan hazine yıllardan sonra Rusya´da sergilenmek üzere ortaya çıktı.
Şimdi, Almanlar hazinenin kendilerinden kaçırıldığını ileri sürerken, Yunanlılar da, Schliemann´nın Yunanlı karısı yüzünden olsa gerek hak sahibi olduklarını iddia ediyorlar ve tabii biz de varız, çünkü hazinenin bulunduğu yer bizim topraklarımız, öyleyse Priam´ın Hazineleri bize iade edilmeli diyoruz. Ama gelin biz konumuza dönelim ve Troya Gizemi´ne doğru yol alalım.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız