Schliemann´dan sonra kazıları sürdüren Alman Wilhelm Dörpfeld, duvarlar buldu ama bu duvarların Homer´in İliada´sında anlatılan dev kale duvarları, kuleler ve duvar ardındaki beş evle hiç ilişkisi yoktu. Üstelik yazılanlara göre çok küçük ve kısaydılar. Üstelik, yine efsanedeki gibi kıyıya yönelik değildiler. 1900´lerin başında İngiliz arkeolog Arthur Evans, Girit´te bir dizi kazıya girişti ve hala tamamı çözülemeyen garip bir hiyeroglif yazıyla yazılmış tabletler buldu. Çözümlenen bölümler şaşırtıcıydı, çünkü Homer´in İliada’sında geçen isimler burada da vardı.
Evans, buradan yola çıkarak, Troya´yı reddetti ama bu iddiayı kabul etmeyenler de vardı. Fakat yeni bir iddia ortaya atılıyordu, Amerikalı Carl Blegen, Troya Savaşı´nı reddetmiyor, ama kentin yakılıp yıkılmasına Akhaların değil, dev bir depremin kuşatmanın onuncu yılında neden olduğunu ileri sürüyordu. Blegen´e göre, depremin izleri açıkça ortadaydı. Yıkıntıların aldığı şekil, bir at görünümü almış olabilirdi ve işte o noktada efsane işe karışmıştı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız