Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında (1923–1927) ülkemizdeki sinema faaliyetlerine (yapım hariç) baktığımızda, muazzam bir canlılık görülür. Bu dönemde, birbiri ardına çıkan ve haftalık olarak yayımlanan sinema dergileri, Anadolu'da (özellikle kıyı bölgelerimizde) art arda açılan sinema salonları ve İstanbul'da, sayıları gün geçtikçe artan yerli ve yabancı film şirketleri, yaşanılan bu canlılığın en somut örnekleridir.
Böylesine bir canlılığın ortaya çıkışı, kuşkusuz tesadüfi değildir. Öncelikle Milli Mücadele'nin zaferle sonuçlanıp savaş döneminin sona ermesi, halk egemenliğine dayalı bir rejimin iş başına gelmesi, bir savaş alanı olmaktan çıkan Anadolu'nun normal hayatına dönme çabaları ve Anadolu'nun yeni bir pazar olarak, İstanbul'daki yerli ve yabancı film şirketlerince keşfi, sinema faaliyetlerinde yaşanılan canlılığın nedenlerini oluşturur.
1923'e kadar, İstanbul ve İzmir'le sınırlı tutulan sinema faaliyetleri, bu dönemde, merkez İstanbul olmak üzere, Anadolu'ya kaydırılmış, yeni açılan bu pazara yönelik önemli girişimlerde bulunulmuştur. Film ithalatında, yabancı film acentalarını bir yana bıraktığımızda, 1923'e kadar yalnızca tek bir yerli film şirketinin ipi göğüslediği görülür. O da, 1921'de yurda yabancı film ithal etmek amacıyla Şakir ve Kemal Seden kardeşlerin kurdukları 'Sinema İşleri Şirketi'dir.
Ancak 1923'ten sonra yerli film şirketlerinin sayısında (Kemal Film, Lale Film, İpek Film, Ha-Ka Film, Milli Film) önemli bir artış yaşanır. Şüphesiz bu artışı sağlayan, savaş öncesi ve sonrası boş kalan Anadolu pazarının çekiciliğidir.
Yorumlar
Ne günler yaşanmış
Neler olmuş neler
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız