Takvim Devrimi, 27 Mayıs 1935'te hayatımıza bambaşka bir yenilik getirdi. Eğlencede, ilk büyük adım atıldı. Bu da yılbaşının, 1935'te çıkarılan bir kanunla, 'resmi tatil günü' ilan edilmesiyle oldu. Büyük kentlerin gündelik yaşamında yılbaşı, azınlıkların, kimi seçkin çevrelerin eğlencesi olmaktan çıkıp zamanla, orta tabaka arasında da yaygınlık kazandı.
Aslında Osmanlı seçkinlerinin yılbaşı eğlencelerine ilgisi, çok daha eskilere dayanır. Saray, İstanbul'daki diplomatik çevrelerin yeni yıl balolarına katılırdı. İkinci Meşrutiyet yıllarında Osmanlı aydınlarının yılbaşı eğlencelerine ilgisi, 'diplomatik mülahazalar' dışına da taştı. Cumhuriyet döneminde de bu ilgi sürdü. Ankara'ya sıçradı...
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'ndan öğreniyoruz ki, 'Noel ve yılbaşı baloları' Ankara Palas'ın salonlarında yapılmaktadır. Yakup Kadri, 'Ankara' romanında o günleri şöyle anlatır:
"Bu kış, Noel ve yılbaşı balolarına Ankara'da her seneden daha zevkli bir hazırlanış vardı. Çünkü bu eğlenceler, henüz açılmış olan Ankara Palas'ın büyük hall ve salonlarında yapılacaktı. Buranın bin kişiden fazla davetli alabileceği söyleniyordu..."
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız