Ege Denizi'nin bulunduğu saha ve özellikle Batı Anadolu'da faylanmalara yol açan tektonik hareketler Neojen'den (günümüzden 5 ile 25 milyon yıl öncesi) itibaren başlıyor. Pliyosen (günümüzden 2 ile 5 milyon yıl öncesi) esnasında Ege Denizi'nin büyük bir kısmı kara halinde bulunuyordu. Ancak, kuzeyde Gelibolu Yarımadası'nın bir bölümü ve Ergene'nin bir kısmı göl ortamı halindeydi. Saroz Körfezi'nden batıya doğru uzanan sığ bir deniz bulunmaktaydı. Güneyde ise deniz, Rodos Adası'na kadar sokulmuş, Rodos'tan başka Datça Yarımadası üzerinden İstanköy (Kos) Adası'na kadar uzanan alan dahilinde yer yer göl havzaları oluşmaya başlamıştı.
Ege havzasının çökmeye başlaması yer yer Pliyosen başlarına kadar dayanıyor. Ancak bu olay Pleistosen'de (Günümüzden 1.6 ile 2 milyon yıl öncesi) en şiddetli safhasına ulaşmıştı. Pleistosen boyunca Ege sahasında tektonik olaylara bağlı olarak yer yer yükselmeler, çökmeler ve faylanmalar olmuş ve buna bağlı olarak da deniz sahasının yayılışı önemli ölçüde değişmişti.
Ege Denizi'nin çökme sonucu oluştuğuna dair en güçlü jeomorfolojik kanıt, Anadolu kıyıları boyunca görülen Neojen göl çökellerine yarılmaya ve boşalmaya uğramış depolardır. Gerçekten de Gediz ve Büyük Menderes havzaları, Bodrum-Milas ve İzmir-Karaburun arasında Neojen gölünde birikmiş karasal killi, yer yer çakıllı ve kumlu seviyeler gösteren karasal tortular bulunmaktadır. Pliyosen sonu ve Kuvaterner (Günümüzden 10 bin yıl ile 1.6 milyon yıl öncesi) başlarından itibaren, aralarla Ege Denizi'nin bulunduğu alanlardaki kütlelerin faylanmalarla çökmesi sonucunda, Akdeniz'in suları Ege Denizi'nin bulunduğu alana ilerlemiştir. Kara haline gelen Neojen çökelleri üzerindeki akarsular yataklarına gömülmeye başlamış ve giderek yarma boğazlar teşekkül etmiştir.
Yorumlar
ay çok acayip
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız