14 Şubat 1889 tarihinde Sadrazam Kıbrıslı Kâmil Paşa'nın, alışılagelmişin dışında bakanlığa büyük yetkiler veren bir tezkeresi Bahriye Bakanlığı'na ulaştırıldı. Tezkerede şöyle deniyordu:
"Mektebi Fünunu Bahriye'den mezun olan öğrencilerin teorik bilgilerini uygulama alanına sokmaları ve geliştirmeleri maksadıyla, imparatorluk gemilerinden uygun bir savaş gemisinin okul gemisi olarak Hint, Çin ve Japonya sularına yapılacak bir geziye gönderilmesi Sultan-Halifenin sözlü emirleri gereği olduğundan, bu görev için seçilecek geminin isminin ve hangi tarihte yola çıkmasının uygun olacağının bildirilmesi...".
Bu kadar geniş yetki verilmiş olan dönemin Bahriye Bakanı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa'nın yapacağı işin, karargâhında ilgili uzmanlardan oluşacak bir heyet kurarak, mevcut gemilerin harp kifayetlerini ve seyir kabiliyetlerini incelettirmek, aday olarak saptanan gemileri önceliklerine göre sıralatmak, bu incelemeye paralel olarak da Hint ve Çin denizlerindeki meteorolojik ve oşinografik durumu inceletmek olması lazım gelirdi. Ama durum böyle olmadı...
Kurulan heyet Ertuğrul fırkateynini bu sefere uygun bularak seçti. Ertuğrul ise senelerdir, Haliç'e hapsedilmiş ve tüm karinası midye ve yosun bağlamış bekler durumda bir gemi idi.
Yorumlar
Başka bir gemi seçilemezmiş
Gerçekten sebepler bunlar mıydı acaba devamı bir sonraki içeriğimizde
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız