Aralık 22, 2024

Osmanlı İmparatorluğu Rumeli’ni Korunabilir Miydi?

Prusya Genelkurmayı’nın parlak subaylarından Baron von der Goltz, 1883 yılında Osmanlı ordusuna danışman olarak Türkiye'ye geldiği za­man, 40 yaşında idi.  33 yıl sonra, 1916'da Bağdat'ta ti­füsten ölünceye kadar, hayatı­nın büyük bölümünü bu ülke­nin askeri eğitim sistemini dü­zeltme çabası içerisinde geçirdi. Yabancılar arasında, Tür­kiye'de modern askeri eğitim konusundaki yegâne samimi çabayı onun göstermiş oldu­ğunu düşünenlerin sayısı az değildir.

Osmanlı İmparatorluğu Rumeli’ni Korunabilir Miydi?

Von der Goltz'un Türki­ye'ye çağırılma nedeni, uzun bir yenilgiler serisi yaşamakta olan Osmanlı ordusunu eğit­mek ve savaş kabiliyeti kazan­dırmaktı. Almanya'dan gönderilme amacı ise çok yönlüy­dü. Öncelikle Türk askeri ve süngüsünün Prusya eğitimi ile Rusya'ya karşı bir denge oluş­turması düşünülmüştü ki, bu Bismarck'ın fikirlerine uygun­du. İkinci olarak da Müslü­manlar üzerinde bir Alman nüfuzu tesis ederek Rusya'nın yanı sıra Hindistan ve Mısır üzerinde İngiltere'ye karşı bir avantaj elde etmekti ki, bu da Willhelm'in politikasına uy­gundu.

Osmanlı İmparatorluğu Rumeli’ni Korunabilir Miydi?

Nihayet üçüncü bir amaç da Krupp toplarını sat­maktı ki, bu da genel Alman politikasına uygundu. Alman askeri heyetlerinin Türk topçu dairesini elde tutmak için on yıllar boyu gösterdiği korkunç gayret bunun ispatıydı. Kaldı ki Alman askeri heyetlerinin gelişini sadece Alman silah fabrikalarının ürünleri değil, Deutsche Bank ile Bağdat De­miryolu imtiyazı da izleyecekti... Goltz, mesleğine dar açı­dan bakan bir subay değil, önemli eserleri de olan bir as­keri düşünürdü. Türkiye'nin geleceğini, doğal sınırları içine çekilerek orada kuvvetlenme­ye çalışmasında görüyordu.

Osmanlı İmparatorluğu Rumeli’ni Korunabilir Miydi?

Goltz, çok geniş sınırların savunulamayacağını, hudutlar daralınca bunun kolaylaşaca­ğını söylüyordu. Osmanlıların Avrupa ve Afrika'da, Anado­lu'da olduğu kadar kökleşe­mediklerini, İstanbul'un da gevşetici havasından dolayı 'başkent' olmaya uygun bu­lunmadığını ifade ediyordu. Ona göre başkent Konya veya Kayseri, hatta Halep olabilirdi. (Konya ve Kayseri'nin Kurtuluş Savaşı'nda düşünül­mesinde Goltz'un etkisi yok muydu?) Bu düşünceler, Edirne, İs­tanbul ve Anadolu'da bir Türk devleti kurularak diğer bölgelerin büyük güçler tara­fından paylaşılmasını düşünen Bismarck'a pek ters de­ğildi.    Ama Willhelm Türk milli hudutlarını değil, Bağdat Demiryolu çevresinde­ki dini hudutları düşünüyor­du!

Yorumlar

  • Tarihin büyük bir sorusu

  • Gerçekten koruyabilir miydi bilmiyorum

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Kişisel Yazı ve Semboller

Kişisel Yazı ve Semboller

Beyin ve Dalga Boyları

Beyin ve Dalga Boyları

Şifa Kaynağı Ormanlar

Şifa Kaynağı Ormanlar

Saldırıya Dayanaklı Kumaş

Saldırıya Dayanaklı Kumaş

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Boş Zaman

probiyotik

Kişisel Yazı ve Semboller

bubble30
Nielawore

DIONYSOS'U EĞİTEN KİŞİ: SİLENUS

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun