On birinci Yüzyıl'dan itibaren kullanılan 'Türkiye' sözcüğü, Osmanlı döneminde daha da yaygınlaştı. Osmanlı topraklarına giren seyyahlar, eserlerinde bu bahsi anlatırken, ''Türkiye'ye girdik'' demekteydiler. Avrupa’da yazılan kitaplarda, yapılan haritalarda, Osmanlı İmparatorluğu, 'Türk İmparatorluğu' diye zikredilir. Osmanlı, 'Türk' diye adlandırılırken, padişaha ''Türker’in Sultanı'' denilirdi.
Özellikle 16. Yüzyıl'da 'Türk korkusu' nedeniyle Avrupa'da binlerce kitap kaleme alındı. Bu kitapların hepsinde Osmanlı, 'Türk' olarak zikredilirdi. Bunların en önemlilerinden birisi olan Richard Knolles'in 1603 yılında yayımlanan eseri ‘’The General History of the Turks’’ (Türklerin Genel Tarihi) adını taşıyordu. Bu kitabın ilk cümlesi ise, ''Türklerin Muhteşem İmparatorluğu, çağımızın dehşeti...'' şeklindeydi.
Osmanlı'nın Türk kimliği Avrupa'ya o kadar tesir etmişti ki, İmparatorluk’tan giden her şey 'Türk' adını alıyordu. Yemen kahvesinin Türk kahvesi olarak adlandırılması gibi. Hatta Avrupalılar, Müslümanlığı kabul edenleri, ''Türk oldu'' şeklinde anmaktaydılar. Uzun süre Osmanlı ülkesinde kalan ve onun kültüründen etkilenen bazı seyyahlar ülkelerine döndüklerinde Türkleştikleri suçlamasıyla hapse atıldılar.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız