Goltz, Alman nüfuzu için çalışmakla birlikte, kaçınılmazlığı herkes tarafından görülen müstakbel Balkan Savaşı için, şunları söylüyordu:
"Ülkeleri ve güç kaynakları daha dar ama toplu olan Bulgarlar ve Balkanlılar, başta kazanacaklar fakat bir süre sonra ülkeleri ve güç kaynakları dağınık ama geniş olan Türkler, toparlanıp üstün geleceklerdir. Bu nedenle Türkler önce savunmada kalmalı ve hasımlarını yıpratıp Anadolu'dan Avrupa'ya güç yığdıktan sonra taarruz etmelidirler."
Bu görüşler Balkan Savaşları öncesinde ve Birinci Balkan Savaşı'nda Genelkurmay Başkanı olan ve İttihatçıların Babıali baskınında öldürülen Nâzım Paşa'nın fikirleriyle taban tabana zıt idi. Fransız subayı Grandmaison'un o sıralar pek moda olan taarruz harekatı fikrini savunan Nâzım Paşa, Osmanlı Genelkurmayı tarafından 'Plan 5' adı verilen bir hücum planını değiştirmeyi aklının ucundan bile geçirmedi. Buna göre, sınırdaki birlikler derhal Bulgaristan'a girerek bu ülkenin seferberliğini rahatça yapmasını engelleyecekti. Böylece düşmanın dengesi bozulacak ve zafer kısa sürede kazanılacaktı.
Nâzım Paşa cepheye gidecek bazı subaylara, "Merasim elbiselerinizi yanınıza alın, iki ay sonra Sofya'ya gireceksiniz" diye nutuk atmıştı. Ancak unutulan birkaç şey vardı: Bulgarlar seferberliklerini çoktan tamamlamışlardı. Hücuma geçecek Osmanlı ordusuna gelince, Balkan devletlerinin hazırlıklarını bildikleri halde, en tecrübeli askerlerden kurulu 100 tabur ya terhis edilmiş ya da Batı Anadolu (İtalyanlara karşı) ile Yemen'e (bitmeyen isyanlar nedeniyle) kaydırılmıştı.
Olaylar gelişmeye başlayıp da ilk kurşun atılıncaya kadar, Rumeli'de seferberlik mevcudunun sadece üçte biri toplanabilmiş olup, bunlar da asla ileri harekat yapabilecek durumda değillerdi. Nitekim yerlerinden biraz kıpırdayınca dağıldılar. Sofya bir yana, Bulgarları ancak Çatalca'da durdurabildiler.
Yorumlar
Keşke çıkmasaydı
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız