Günümüzde bile pek yıkılamayan bu inanç, özellikle eski çağlarda gerçek bir önyargı anlamına gelmekteydi. Kanuni döneminde İstanbul'da dört yıl kalan Manuel Serrano adında bir İspanyol, günlük yaşamı ayrıntısına kadar anlatmıştı. Erkeklerin çok eş almaları, haremleri, kıskançlıkları, kadınların yaşam boyu kafeste yaşaması ve İslam'ın bu konudaki belirleyici tavrını şöyle yorumluyordu: "Ne yaparlarsa yapsınlar, yine de şeytanın peşine takılıp cehenneme gideceklerine göre, biraz dünyadan kâm almalarını hoş görmek gerekir..."
Türkler, özellikle Hıristiyan kilise adamlarının gözünde "Tanrı'nın Cezası" olmuşlardı
Ünlü reformcu Martin Luther (1518), bir makalesinde Türkleri "Tanrı'nın kırbacı"na benzetiyordu ve onlarla ilgili olarak, "Türklere Karşı Savaş (1528)" ve “Türklere Karsı Duaya Çağrı (1541)" adlarında iki küçük kitap yazmıştı... Luther'e göre “Türk ordusu şeytanın ordusuydu" ve "Bugün Türklerin ayakları altında ezilip inleyen Hıristiyanlar, zamanı gelince onları yargılayıp cezalandıracaktı..."
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız