Hekim Karacaahmet
Ayhan Songar’a göre bu şeyh ailelerinin en ünlüsü 14. yüzyılda yaşamış Karacaahmet'ti. Bu dönemlerde, Anadolu'nun çeşitli yörelerinde Karacaahmet adına çeşitli tekkeler kuruluyordu. Sözü edilen Selçuklu dönemi hastane-köyler, Asklepios kültüne bağlı "Asklepion sağlık yurtları" geleneğinin uygulamalarına çok benziyordu. Bu tekkeler de adak adamak, şifalı suda yıkanmak, kutsal mekân olan tekkede uykuya yatmak, özel diyet uygulamak ve bir işle meşgul olmak gibi tedavi yöntemleri vardı.
Osmanlı dönemi
Osmanlı'ya gelindiğinde ise, aynı gelenek hiç kuşkusuz yine sürüyordu. Bu dönemdeki ilk önemli bimarhanenîn (darüşşifa), Edirne'de Sultan II. Bayezid Camii Külliyesi'nde açıldığı biliniyor. Gerçi Prof. Songar'ın bildirdiğine göre, Bursa'da daha önceleri küçük bir bimarhane bulunuyormuş. Ama asıl sözü edilmesi gerekenin Edirne'deki darüşşifa olduğu kesin... Darüşşifa adı, tüm Ortaçağ boyunca ülkeye, kullanılan zamana ve yöredeki dile değişen şekillerde girmiş. Bunlar çoğunlukla, Dâr-üs sıhha", "Dâr-ül afiye", "Dâr-ür raha", "Dâr-üt tıp", "Maristan", "Bîmâristan", "Bimarhane", kervansaraylarda "tâbhane" gibi adlar.
Türk Psikiyatri Tarihi Müzesi kuruluyor
Edirne'deki şifahanenin yataklı olan ana bölümü, dıştan, ortada büyük fenerli bir kubbe ile etrafındaki 12 küçük kubbenin çevrelemesiyle örtülü. Bu örtünün altındaki mermer döşeli salonun ortasında, yine 12 köşeli fıskiyeli küçük bir havuz, salonun çevresinde de 6 tane kapalı kışlık hasta odası bulunuyor. İşte bu bölüm, Osmanlı İmparatorluğu'nun 700. Kuruluş yıldönümünde, Dr. Faruk Bayülkem başkanlığındaki "Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği" tarafından, 31 Ağustos 2000'de, Türk Psikiyatri Tarihi Müzesi olarak hizmete açıldı.
Buradaki temel amaç, yüzyıllardan beri süregelen önemli bir ruhsal sağaltım geleneğini, kendi özgün mekânında, özgün tarihi giysiler içindeki mankenlerle, darüşşifanın sözü edilen odalarında yeniden canlandırarak yaşatmak. Bu amaçla her bir oda, geleneksel tedavinin öngördüğü akıl hastalıklarının temsili, ama görsel yönü zengin anlatımına göre düzenlenerek topluma kazandırılmaya çalışılmış. Çok başarılı olan bu çalışmada, ölçü alınan örnek tedavi yöntemi de, hastaları, özellikle müzikle iyileştirmeye yönelik sağaltımın öne çıkartılmış olması. Müzede, gerek hastaya verilen bir uğraşla, gerekse darüşşifanın tarihindeki su sesiyle tedavilerin de bulunmasına karşılık, müzikle tedavi daha bir öne çıkartılmış.
Yorumlar
Çok acayip
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız