Çoğumuz yaşamıştır; ani fren yapan belediye otobüsünde insanların başına neler gelir neler... İnsanlar yuvarlanır, çanta ve torbalar kafalara düşer, her şey yer değiştirir, düzen altüst olur. Oysa, otobüse çok yavaş ve sürekli fren yaptırılırsa, hiç kimse bu kısa zaman aralığında aracın yavaşladığını hissetmez, hiçbir eşya da yerinden oynamaz... İşte, Dünya'nın uydusu Ay da, gezegenimizin yaklaşık sekizde biri kadar olan çekim kuvveti ile ona fren yaptırmaktadır. Fakat, aralarındaki mesafe 380 bin kilometre olduğundan ve çekim kuvveti de uzaklığın karesi ile azaldığından, Dünya'ya etki eden çekim kuvveti çok azalır. Bu çekim, ayrıca, fark etmesek de ağırlığımızın bir miktar azalmasına neden olur.
Ay'ın çekim gücü, Dünya'nın Ay'a bakan tarafında suların Ay'a doğru yükselmesine, 12 bin kilometre uzaklıkta bulunan tam ters tarafta ise, çekim gücünün aradaki mesafenin karesi oranında azalmasından dolayı, suların yine ters tarafa, yani Ay'ın bulunduğu tarafın aksi yönüne yükselmesine neden olur. Böylece biz, günde iki kez suların kabardığını görürüz; birinciyi çekimin artmasından, ikincisi çekimin azalmasından dolayı...
Konuya ilgi duymayan çoğu kişi, bu gel-git dalgalarının her 24 saatte bir Dünya'nın çevresinde döndüğünü zanneder. Çünkü doğası itibariyle Dünya'nın hareketsiz olduğuna koşullanmıştır. Gerçekte, denizlerdeki su kütleleri, Ay'ın çekiminden dolayı Ay'a bakan tarafta, çekimin azalmasından dolayı da ters tarafta bir miktar yükselir ve yükselen kısımdaki suyun hareketleri diğer su kütlelerine göre bir miktar azalır. İşte bu etkileşim, Dünya'yı sürekli yavaşlatmaktadır. Bu nedenle de, uzun bir gelecekte, Dünya'nın kendi etrafında dönmesinin durması kaçınılmaz olacaktır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız