Ay, Dünya’nın aksine meteorlara pek de yabancı değil. Zaten yüzeyindeki kraterlere bakınca da bu çıkarımı yapabiliyoruz. Meteorların Ay’ı böylesine etkilerken Dünya’yı o kadar sarsmamaları, Ay’daki atmosferin Dünya’daki kadar kuvvetli olmamasıyla da ilgili. Zira bu sayede meteorlar küçük çaplı olsalar da devasa hızlarda ilerlediklerinden büyük bir etki alanına sahip olabiliyor.
Ay, şimdiye kadar üzerine gelen meteorları oldukça iyi idare etti diyebiliriz. Zira kendisi hâlâ yukarıda bizlere parlayabiliyor. Peki bir gün kendi boyutunda bir meteor ona çarpacak olsaydı ve Ay’ı kaybetseydik ne olurdu?
“Ay’ın üzerine Ceres isimli cüce gezegenimiz bile gelse, uydumuzu belki biraz hareket ettirebilir…”
O da Wynn-Williams’a göre çok ufak bir hareketlenme olur. Ceres’in çapı 946 km olarak biliniyor. Ay’ın çapı ise yaklaşık 3475 km. Bu ikili arasındaki çarpışmada oluşan kuvvet de Ay’ın Dünya çevresinde dönerken elde ettiği momentum sayesinde aşılmış oluyor. Yani bu senaryoda Ceres ona doğru gelirken sabit duran bir Ay yok.
Southwest Araştırma Enstitüsünden Clark Chapman’a göre böyle bir senaryodan Ay’ın canlı çıkması pek de mümkün değil. Dahası, böyle bir çarpışmanın ardından Ay’dan dağılacak kalıntıların Dünya’daki yaşamı tehdit edeceği de şüphesiz. Neyse ki etrafta böyle bir meteor henüz yok.
Ay yok olsaydı Dünya’da hayat sona erer miydi?
Hayat burada oldukça zorlaşırdı ve muhtemelen çok sayıda kayıp verebilirdik fakat gezegendeki yaşam tamamen yok olurdu demek pek de tutarlı olmaz. Yine de hayatın çok zorlaşacağı şüphesiz.
Ay’ın var olmaması, gelgitlerde iklim değişikliğine kadar varan etkilere sebep olurdu. Ekosistemlerin bundan olumsuz etkileneceğinden şüpheniz olmasın. Okyanuslar üzerinde artık Ay etkili olmayacak olsa da Güneş’in çekim gücü etkili olurdu. Bu da Ay’ınkinden zayıf olduğundan su seviyesi geriye çekilirdi.
Dünya’mız dik bir şekilde dönmüyor. Onun yerine 23,5 derecelik bir açıyla eğilmiş şekilde dönüyor. Bu açı ise Ay’la birlikte dengeleniyor. Eğer Ay artık olmasaydı bu açının 45 dereceye kadar çıktığını bile görebilirdik. Bu da artık ekvator üzerinde değil, daha çok kutuplar üzerinde parlayan bir Güneş göreceğimiz anlamına gelirdi.
Bunun iç kesimlerde ekstrem soğuklara yol açacağını da belirtelim. Buralardaki ekstrem soğuklara bir de gecenin karanlığı eklendiğinde, hayatın hiç olmadığı kadar zorlaşacağını tahmin etmek zor değil.
Kaynak: SYFY, The Atlantic, Popular Science, Space, Real Clear Science, What If
Yorumlar
Dinozorlar gibi olmasın sonumuz
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız