Genellikle Ay’ı gri tonlarında görmeye alışkınız, ancak Galileo uzay aracı tarafından çekilen görüntülerden oluşturulmuş bu kompozit fotoğraf, kırmızı, turuncu ve mavi tonlarının canlı bir karışımını sunuyor. Görüntülerin bu şekilde renklendirilmesi sadece estetik amaçlı değil. Bu olağandışı renkler, bilim insanlarına Ay'ın yüzeyinde bulunan maddelerin türlerini inceleme imkanı veriyor. Kırmızı renkli bölgeler genellikle Ay’ın dağlık alanlarını temsil ederken, mavi ve turuncu tonlar, eski volkanik lav akıntılarının olduğu mare ya da Ay denizlerini işaret ediyor. Daha mavi olan mare bölgeleri, turuncu olanlara kıyasla daha fazla titanyum içeriyor. Sağda yer alan koyu mavi bölge Mare Tranquillitatis olup, Mare Serenitatis’ten (sol üstteki daha küçük dairesel bölge) daha fazla titanyum içeriyor. Merkeze yakın küçük mor renkli bölgeler ise, patlayıcı volkanik püskürmelerin bıraktığı tortulardır.
Galileo uzay aracındaki katı hal görüntüleme sistemi, 8 Aralık 1992'de Dünya-Ay sisteminden geçerken üç farklı renk filtresi kullanarak Ay’ın 15 görüntüsünü yakaladı. Bu fotoğraflar çekildiğinde uzay aracı, Ay’dan 262,000 mil (425,000 kilometre) ve Dünya’dan 43,000 mil (69,000 kilometre) uzaklıktaydı. Galileo, ana görevine yani Jüpiter’i incelemeye devam etti. Yaklaşık sekiz yıl boyunca gezegenin yörüngesinde dolanarak, Jüpiter’in büyük uydularının hepsine yakın geçişler yaptı ve görevini 21 Eylül 2003’te Jüpiter’e kasten çarparak tamamladı.
Bu görüntü size bir köpük banyosunun keyfini sunmasa da, renklerinin yarattığı huzur üzerinde düşünmek en az o kadar rahatlatıcı olabilir.
Görüntü açıklaması:
Ay kırmızı, mavi ve turuncunun tonlarıyla çalkalanıyor. Üst kısım turuncu, alt kısım kırmızı ve orta kısım mavidir. Her alanın kenarları pürüzlüdür ve bazı renkli kısımlar diğerlerini çevreler. Merkezin sağında çok canlı bir mavi alan var. Bu bileşik görüntüde Ay'ın en alt kısmı eksiktir.
Kredi: NASA/JPL
Yorumlar
yiyesiniz geldi mi?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız