Onların büyük çoğunluğu, deprem öncesinde hayvanların garip davranışlarda bulunduğunu ve geniş açıdan bakıldığında, manzaraların eğiminde değişikliklerin meydana geldiğini söylüyorlar ama artık bu bilgilerin de doğru olmadığı ortaya çıktı. Depremlerin, beklendiklerinde "olmadığı", beklenmediklerinde ise "olduğu" görüldü.
Amerikan Jeolojik Araştırmalar'da (USGS-U.S Geological Survey) çalışan bilimadamları, 1989'da San Fransisco'yu sallayan Loma Prieta depreminin belirtilerini haber vermişlerdi... Bu belirtiler, şelalelerde görülen değişiklikler, sıcak su kaynaklarında patlamalar ve doğal elektromanyetik alanlarda görülen gel-gitlerdi. Eğer, bu gözlemlenen değişiklikler gerçekten "deprem habercisi" olarak kanıtlanabilselerdi, depremleri önceden haber verme konusunda hâlâ umut var olacaktı... Depremin önceden haber verilmesi konusunda yapılmış en önemli deney sayılan "Parkfield" deneyi, fiyaskoyla sonuçlanmıştı.
O sırada jeologların çoğu "Taban tektonik kuramı"nı kabul etmişlerdi. Bu kurama göre, anakaralar, hareket eden yerkabuğu alanları üzerindeydiler; aynı, buzun içinde sıkışmış keresteler gibi... Yerkabuğu alanlarında yılda birkaç santimlik bir oynama, aktif fayları sıkıştırıyor, bu sıkışma da depremle rahatlıyordu. "Sismik boşluk" kuramına göre, bir fay ne kadar uzun zaman sıkışmayı rahatlatma hareketi yapmazsa, fayın sallanması o kadar olasıydı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız