Bu hayvanlar dev cüsseleriyle avcı hayvanları caydırabiliyorlar. Çünkü, bu hayvanlar büyüdükçe kendilerini koruyacak güce de kavuşuyorlar. Bazıları gelişmiş uzun bacakları sayesinde avcı hayvanlardan kaçarak kurtulabiliyor. Fil ve suaygırı gibi hayvanların ise neredeyse hiç düşmanları yok...
Büyümenin ve irileşmenin bir başka nedeni ise, daha büyük hayvanları avlayabilmek ihtiyacı... Bu ihtiyaç, hayvanlar aleminde yaşam ile özdeşleşiyor. Örneğin, bir aslan sadece fare avlayarak beslenemiyor. Çünkü, fare avlamak için harcayacağı zaman ve enerji, bu hayvandan elde edeceği et miktarı düşünülürse, gereksiz bir çabaya dönüşüyor.
Hayvanların boylarının büyütmeleri ve kilo almaları çevre koşullarıyla da yakından ilgili bir zorunluluk... Soğuk bölgelerde yaşayan kutup ayısı gibi hayvanlar ısı kaybını en az seviyeye indirmek için vücut ağırlıklarını mutlaka artırmak zorundalar... Çevre koşullarının etkinliğine bir başka örnek de, çok hızlı hareket edebilen cüsseli hayvanların genellikle açık mekanlarda yaşayan hayvanlar olmaları... Step, çayırlık ve savan gibi mekanlarda av çok daha kolay görülebildiği için, bu yörelerde yaşayan cüsseli hayvanların uzun bacaklarla donatıldığı gözleniyor. Nitekim, sadece çevre koşulları nedeniyle, aynı hayvan türü, başka bir bölgede, çok büyük biçim farklılıkları gösterebiliyor. Örneğin, Orta Afrika ormanlarında yaşayan fillerin boyu, Sudan savanlarında yaşayan fillerin yaklaşık yarısı kadar... 300 kiloyu rahat rahat aşan Sibirya kaplanı, Sumatra Adası'nın ormanlarında yaşayan hemcinsinden tam iki misli daha cüsseli...
Bu durum özellikle karada yaşayan dev cüsseli hayvanlar için daha da geçerli... Bu hayvanların kilosu arttıkça, yerçekimi kuralı onlar üzerinde çok daha etkili olmaya başlıyor. Bu hayvanların kasları ve kemikleri dayanılmaz mekanik baskılara uğruyor. Çünkü, hayvanın vücudunun yayıldığı alan iki misli büyürken, ağırlığı üç misli artmaya başlıyor. Yani, boyunu üçe katlıyan bir hayvan aynı süre içinde ağırlığını 27 kat artırıyor. Bunun sonucu dev cüsseli hayvanlar için bir yerden bir yere kımıldamak büyük bir sorun haline geliyor ve küçücük bir darbe almaları ya da düşmeleri ölümcül sonuçlar verebiliyor. Yüksekçe bir uçurumdan aşağıya düşen fareye hiçbir şey olmuyor; aynı noktadan düşen bir kedi ise belki ayaklarından bir tanesini yaralıyor. Ama insan, aynı uçuruma düştüğünde ölüyor. Fil gibi dev cüsseli hayvanların içinse küçük bir kurtuluş şansı bile yok; paramparça olup can veriyorlar.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız