Nitekim fosil yumurtaları üzerindeki güncel çalışmalar, "Maisaura" türü dinozorun üreme özelliklerini kesin netliğe kavuşturdu. Bu dinozorun dişileri yumurtalarını koymak için çamurun içinde, çapı 2 metreyi bulan derin yuvalar kazıyordu. Daha sonra bunların içine yaklaşık 30 yumurta bırakıyor ve üstlerini sıcak tutması için yapraklarla kapatıyordu. Maisaura dinozorları ortalama 8 metre uzunluğunda ve 1,5 ton ağırlığında yaratıklar oldukları için kırmak korkusuyla yumurtalarının üzerine kuluçkaya yatmıyordu. Ancak, yavruları yumurtadan çıkıncaya kadar, diğer dinozorların saldırısından korumak için onların başında nöbet tutuyordu.
Bilimadamlarının dinozor yumurtalarıyla ilgilenmesi esas olarak 1920'lerde ivme kazandı
Bu tarihte Amerikalı zoolog Roy Chapman Andrews'in başkanlığında oluşturulan bir ekip, Gobi Çölü'nü taramaya başladı. Bu ekip, uzun bir uğraştan sonra, Moğolistan'daki Bain Dzak falezlerinin eteklerinde "Oviraptor" türü dinozorların yumurta fosillerine ulaşıldı.
Aslında bu keşif oldukça önemli perspektifler açıyordu. Çünkü, "Ovirapto" türü dinozorlar, "yumurta hırsızı" olarak tanınıyorlardı. Onların yumurtalarının bulunduğu bölgede çaldıkları diğer dinozor yumurtalarının fosillerine de rastlama olasılığı çok yüksekti. Nitekim, bir süre sonra ekip başka dinozor yumurtası fosilleri bulmakta gecikmedi. Bain Dzak falezlerindeki bu keşiften sonra dünyanın hemen her köşesinde dinozor yumurtası fosilleri aranmaya başlandı. Bu keşiflerin sonunda, bilim bu yaratıklar konusunda önemli bilgilere ulaştı; örneğin, dinozorların yumurtalarını nasıl sakladıkları konusunda büyük ilerleme kaydedildi.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız