Olağanüstü performans çalışmalarını ölçmek için çeşitli testlere ihtiyaç vardır: Bellek testleri, IQ değerlendirmeleri, beyin tarayıcıları, yetenek testleri vb. Ancak, performans değerlendirmelerinde yalnızca IQ gibi doğuştan gelen temel zekâ baz alınmamalı. Diğer bir deyişle sadece IQ'ya bakılarak bir kimsenin başarılı olup olmadığını söyleyemeyiz. Satranç şampiyonları, bilim adamları, başarılı şarkıcılar ve sanatçılar üzerinde yapılan bir araştırma, bu kişilerin IQ'sunun vasatın üstünde olduğunu (115 ve 130 civarında) göstermiş. Halkın da yüzde 14'nün bu IQ düzeyine sahip olduğunu ama aynı başarıyı nadiren gösterdiği bu araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır. Kısacası IQ her zaman üstünlüğü garantilemez.
Bu alanda New York Şehir Orta Okulu mezunları ele alınarak bir araştırma yapıldı: Halkın yüzde birinin sahip olabileceği 130 IQ derecesi ve yine 5000'de bir görülen ve 'dâhilik' olarak nitelendirilen 157 IQ dereceleri baz alındı. Mezunlar arasında 130 ve 157 arası IQ seviyesine sahip olan hiçbir öğrenci bulunmamasına rağmen, öğrencilerin büyük bir kısmı hem başarılı hem de hayatlarından son derece memnundular. O halde dâhiliği ve üstün yeteneği yaratan nedir? Amerikalı müzisyenlerin bu konuyla ilgili eski bir tabiri vardır. Birbirlerine sorarlar: "Buradan Carnegie Hall'a nasıl gidersin?" Cevap bellidir: En yüksek performansla doğru yolu izlerim.''
Burada anlatılmak istenen ise, kimse diğerinden daha atletik ya da daha akıllı değildir. Toplumda başarısıyla ayrılanlar başarılarını bir anlamda genetik yapılarına borçlu olabilir, doğuştan gelen yetenekleri olabilir, ama başarının anahtarı, sahip oldukları bu genetik yeteneklerini en yüksek seviyeye çıkarabilmek için var güçleriyle çalışmalarıdır. Psikolog Stephan Hawking 'in deyişiyle: "IQ'suna güvenenler aslında kaybedenlerdir.''
Yorumlar
Efor olmazsa olmaz
içsel motivasyon ve disiplinde önemli bence
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız