Evrenin Ucuna Yolculuk tek ve kesintisiz bir çekimle evrenin tamamını dolaşabilseydik neler keşfedebileceğimizi ortaya çıkarıyor. Neil Armstrong'un halen ay üzerinde duran ayak izlerinin peşinde, bu özel program ışıl ışıl parlayan Venüs'ten Merkür'e doğru ilerliyor. Merkür neredeyse tamamı muhtemelen daha büyük bir gezegenin kalıntıları olan demirden oluşan küçük bir gezegen.

Mars ise Dünya üzerindeki benzerlerine hiç de benzemeyen kasırgaları, volkanları ve kanyonlarıyla adeta aşırılıkların gezegeni. Jüpiter’de yüzyıllardır devam eden kızıl fırtına Dünya’nın üç katı büyüklüğünde. Satürn'ün ayı Titan’a ulaştığımızda karşımıza Dünya’ya çok benzeyen bir coğrafya çıkıyor. Ancak Titan’ın nehirleri, gölleri ve okyanusları biraz farklı. Bunlar su yerine sıvı metandan oluşuyor. Böyle bir yerde hayat olabilir mi?

Programda Dünya’dan 90 trilyon kilometre uzağa götürülen izleyiciler kendilerini bir anda muazzam toz halkalarının ve buzun 4,5 milyar yıl önce güneş sistemimizin oluşumuna benzediği Epsilon Eridani yıldız sisteminde buluyor. Biraz ileride Gliese 581 adlı yıldız bulunuyor. Bu yıldız neredeyse güneşle aynı yaşta ve hayatın olmasını sağlayacak doğru uzaklıkta bulunan bir gezegeni var. Yaradılış Sütunlarının etrafında dolaşırken izleyiciler evrene ışık ve hatta hayat veren dev yıldızların oluştuğu bu bulutlara yakından bakabilecek.