Bu inanılmaz dil farklılıklarının nasıl meydana geldiğini ise tarihe bakarak anlamak mümkün değil. Çoğu dilbilimci, insanlar yeni yerlere göçtükçe, yeni ortamlara alışmak için dillerinin de değiştiğini söylüyor. Gerçekten de, doğal olaylarla ilgili terimler ve çevreyi değiştirip ona uymak için geliştirilen teknoloji ve yöntemlerle ilgili kelimeler, diller arasındaki en büyük farklılıkların gözler önüne serilmesini sağlıyor...
Eskimo dilinde buz için kullanılan çok sayıdaki kelime buna güzel bir örnek oluşturuyor. Eskimo dilinde, buz için 17'den fazla kelime bulunuyor. "Ugurugüzak", buzun su üzerinde oluşma devresi için kullanılıyor. "Maullik", sulu buz anlamına geliyor. "Pogazak", buz kitlelerinin üzerinde oluşmuş sulu buz demek... "Migalik" yeni oluşmuş buz daireleri için, "salogok" ise ince, siyah buz zarı için kullanılıyor.
Diğer bir uç noktada, Arapça'da su için kullanılan "kharir" var. ''Kharir", "su üzerine yavaşça düşen suyun tatlı sesi" anlamına geliyor. Bu da Araplar'ın az buldukları şeye ne kadar büyük saygı gösterdiklerim gösteriyor. Çoğu Yeni Gine dilinde, düzinelerce kelime bir çeşit yaprağı tanımlamak için kullanılıyor. Biri elbise yapımı için, diğeri dekorasyon için, bir diğeri ise büyü için kullanılan tipi tanımlıyor.
Peki, tavırlarla, duygularla ve dünya görüşleriyle ilgili kuramsal kavramlara ne demeli? Ruh durumunu belirten ve bazı dillerde olup diğerlerinde olmayan binlerce kelime var. Bu özel kelimeler her toplumun kendine özgü felsefesinden mi doğdu? Ya da bu kelimelerin varlığı, insanları bugünkü hallerine gelmelerini mi sağladı?..
Yorumlar
Mümkün olabilir mi?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız