Bir dili akıcı konuşabilmek için; çocukların, ses kirişleri, dil ve dudaklar gibi konuşmayla bağlantılı organları sistemli bir şekilde kullanmayı öğrenmeleri gerekiyor. Duyulan konuşmayı anlayabilmek içinse, beynin çeşitli kısımlarının, fonem akışının şifresini çözmesi ve zihinde anlamlı şekiller yaratması gerekiyor...
Konuşma, havanın ciğerlerimizden nefes borusu yoluyla "glotis"e ya da ses kirişlerine ulaşmasıyla başlıyor. Boğazımızdaki kaslar gevşeyip kasılarak, ses kirişleri arasından gecen havanın miktarını ayarlıyor. Eğer yeterice kasılırlarsa, sesli harfleri çıkartmak için kullandığımız titreşimi yaratıyorlar. Elinizi gırtlak çıkıntınızın üzerine koyun ve "i" ve "o" seslerini çıkartın. Ses kirişleri ne kadar gerilirse, sesin perdesi de o kadar yüksek olacaktır...
Sonra sıra ses kuvvetlendiricilere geliyor, Ağzımızın üst kısmı -damak-, ağız ve burnumuzdaki boşluk, dilin de yardımıyla sesli harflerin gücünü yükseltiyor. Örneğin, dilimiz damağa doğru çıktığında, yüksek bir "i" sesi çıkıyor. Aşağı indirildiğinde ise "e" sesini elde ediyoruz. Dudaklar, sessizlerde devreye giriyor; hava geçidini, hava ağızdan çıkmadan hemen önce kapayarak, "b" sesinin çıkmasını sağlıyor.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız