Aralık 26, 2024

Kumdan Cama

Camın uzun bir geçmişi olmasına karşın, bu konudaki ilk bilimsel ve temel çalışmaların, ancak 1830'larda Mic­hael Faraday'la başladığı biliniyor. Faraday, camın "kimyasal bir bile­şikten çok, bir karışım" olduğunu ilk kez nitelemiş ve kırmızı cama bu rengi veren özelliğin "küçük meta­lik altın parçalardan" kaynaklandı­ğını bulmuştu. Daha sonra 1879'da, Alman Otto Schott, Jena Üniversite­si'nden Prof. Ernst Abbe ile bir ara­ya gelerek "optik" camlar konusun­da öncü çalışmaları başlattı. 1913'da Schultz, geçerliliğini gü­nümüzde de büyük çapta sürdüren, camdaki iyon değişimiyle ilgili araştırmasını yayınladı. 1921'e ge­lindiğinde, A.A. Griffıth, camın me­kanik dayanımıyla ilgili çalışmalara öncülük etti. Cam elyaflar üzerinde çalışan Griffıth, "Camın bir malzeme olarak çok yüksek bir mekanik dayanıma sahip olduğunu, fakat yü­zeyindeki mikro çatlaklar nedeniy­le, bu direncin binlerce kez azalarak günlük kullanımdaki cama kırılgan­lık verdiğini" ilk kez farketti.

Kumdan Cama

1930'lu yıllarda Prof. Tammann, camda viskozite (akışkanlık ve işle­nebilirlik), kristallenme, cam dönü­şümü ve cam oluşum nedenleri gibi konularda çalışmalar yapıyordu, Yi­ne aynı dönemde Zachariasen'in or­taya attığı ve Warren'in deneysel bulgularla desteklediği "camlaşma teorisi", cambilimi tarihindeki en önemli olaylardan birisi sayıldı. Zachariasen, cam yapısı için "dü­zensiz ağ teorisi" adını verdiği bir model geliştirmiş, Warren de X ışı­nı deneyleriyle bu modeli doğrular sonuçlar almıştı. 1950'ler metalurjinin, 1960'lar ise cambilimin altın çağıydı. Bu yıllara kadar camsı yapılı malze­meler denince, akla hemen klasik camlar ile organik camlar geliyor­du. Giderek inorganik camların çok geniş bir "camsı malzemeler" top­luluğunun alt kümesi olduğu anla­şılmaya başlanmıştı. Cam, artık yalnızca, "bir eriyiğin kristallenme­sine izin verilmeden hızlı soğutul­ması" yoluyla yapılmıyordu. Buhar halden kaplamayla "optik elyaf”, eritmeye gerek olmadan üretilen "sol-jel" camları ve elektrokimya­sal kaplama yöntemleriyle de yapı­labiliyordu.

Kumdan Cama

Türkiye'de bu özel camlar üzerine incelemeler yapan araştırmacı Han­de Sengel, sözkonusu camların ya­pısını şöyle açıklıyor: "Sol-jel cam­ları öncelikle, amorf ya da düzensiz yapıdaki camın, çeşitli kimyasal tepkimeler sonunda düşük sıcaklık­larda elde edilmesi ilkesine dayanı­yor. Bu yöntemle elde edilen cam­lar, yüksek saflık gösterdiklerinden daha çok optik cam ve optik elyaf üretiminde tercih ediliyorlar. Ayrıca, karışım moleküler düzeyde ol­duğundan, üretilen camlar bütünüy­le homojen bir yapıya sahip... Çün­kü, çeşitli kimyasal karışımlar sıvı halde harmanlanıyor; bu sıvı kuru­yup katı hale geçince camlaşıyor. Bu camların en önemli uygulama özellikleri, yüksek sıcaklığa daya­nıklı olmayan plastik gibi malzeme­lerin camla kaplanarak kimyasal da­yanıklılığının artırılmasıdır... Üzerin­deki araştırmaların yoğun olarak sürdüğü sol-jel camlardaki en önemli uygulama, "Shott" firması­nın ürettiği indiyum-titanyum oksit (İTO) kaplamalar olduğu kabul edi­liyor. Bunlar daha çok, otomobil ay­na camlarının yüzeyleri, güneş ener­jisini yansıtıcı camların üretimi, la­ser koruyucu filtreler için silika-fos­fat camlar üretimi, kontaks lens üre­timi ve tarihi camların sol-jelle kap­lanarak daha uzun yüzyıllar korun­ması gibi çok değişik alanları içer­mekte..." 

Kumdan Cama

Cam denilince bütünüyle camın yüzeyi anlaşılıyor... Çünkü cama özelliğini kazandıran bütün olaylar camın yüzeyinde geçiyor. İster sıvı sıcak, isterse katı soğuk halde bu­lunsun, camın yüzey özelliği değiş­miyor. Çünkü ışığı kırma, yansıt­ma, akışkanlık, kimyasal ve fiziksel (mekanik) dayanım ve ıslanma hep camın yüzeyinde geçiyor. Cam, sıvı sıcak halde iken bir damla biçimin­de alınıyor. Bu damlanın oluşumu bile camın yüzey gerilimiyle ilgili... Günlük yaşamda çok sık karşılaşı­lan, oto ve gözlük camlarının buğu­lanması, pencerelerin toz tutması, yıkanan bardaklarda görülen ve ha­nımların doğru olarak "suyun kireci" dediği izler gibi olaylar dizisi de camın yüzeyindeki "ıslanma" olgu­suyla ilintili....

Yorumlar

  • Ne ilginç bir değişim

  • Bulunması çok acayip olmuş

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Darbeye Dayanaklı Kumaşlar

Darbeye Dayanaklı Kumaşlar

Laternacılar ve Karnaval

Laternacılar ve Karnaval

Apokria Karnavalı ve Osmanlı

Apokria Karnavalı ve Osmanlı

Apokria Festivali ve İstanbul

Apokria Festivali ve İstanbul

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Ayrışma

probiyotik

Darbeye Dayanaklı Kumaşlar

bubble30
Nielawore

KIŞ DÖNÜMÜ DOLUNAYI: SOĞUK AY

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun