İlk canlıların sudan çıkmalarını izleyen 30 milyon yıl içinde, organlar, evrimin zorunlulukları çerçevesinde biçimlendiği ve 5 parmak oluşumunun da bu süreç içinde sabitlendiği konusunda hemen hemen bütün bilimadamları anlaşıyorlar. Tartışma ise 5 parmaklılığımız değişmez (sabit) mi yoksa genel bir kural mı olduğu noktasında yoğunlaşıyor. Paleontologlar. Darwinci düşünceye daha yakın bir tavrı benimsiyorlar. Onlara göre, hayvanlar dünyasındaki çeşitliliği gözönüne alırsak, 5 parmaklılık sabitleşmiş, değişmez bir olay değil, sadece bir kural... Örneğin sinek balıkları, balinalar ve boa yılanları dört ayaklı canlılar... Yani temel özellikleri, her birinde 5 parmak bulunan 4 ayağa sahip olmaları...
5 parmağa sahiptiler ama bazı türlerde bu sayı evrimin zorlaması sonucu giderek azaldı
Ancak bu, teoride geçerli olan bir kural... Çünkü balina, boa yılanı ya da sinek balıkları fizyolojik olarak bugün bu tanıma uymuyorlar, Aynı şekilde kuşlar bugün 3 parmağa sahipler... Embriyon gelişmelerinin belli bir noktasında 1. ve 5. parmaklarını yitirdiler. Yine, başlangıçta dört ayaklı olan yılanlar da evrimleri sırasında ayaklarını tümden yitirmişler. Kısacası dört ayaklılarda 5 parmağın varlığı sabit değil... Sadece bir kural... Ama evrimlerinin başlangıcında dört ayaklılar, büyük bir olasılıkla 5 parmağa sahiptiler ama bazı türlerde bu sayı evrimin zorlaması sonucu giderek azaldı. Bunun en mükemmel örneği, dört ayaklı, tek parmaklı bir hayvan olan at... Oysa 60 milyon yıl önce, atın atası sayılan "Eohippus"un boyu sadece 35 santimdi ve ön ayaklarında 4. arka ayaklarında 3 parmağı vardı.
Daha sonra boyu 10 santim uzadı "Mesohippus" adını aldı. "Mesohippus "un hem Ön hem arka ayaklarında bu kez sadece 3 parmak bulunuyordu, ama bunlardan bir tanesi diğerlerine oranla daha gelişmişti. Bugünkü at türü olan "Equus"dan bir önceki aşamada görülen "Pliohippus" örneğinde ise, parmaklar arasındaki bu farklılaşma iyice su üstüne çıktı. Ortadaki parmak iyice büyüyüp gelişirken, yan parmaklar giderek küçülmüş ve geriye doğru kaymıştı. Çağdaş at türü olan "Equus"da ise artık nal çakılan tek bir parmak var... Şimdi, bilimadamları şu bilmeceyi çözmekle uğraşıyorlar? Atın dörtnala gitme isteği mi parmaklarının oluşumunu etkiledi; yoksa parmakların bu evrimi mi, ata dörtnala koşma yeteneği sağladı? Bu bilmece hala çözmüş değil….
Son ortaya çıkan organlar, ilk yok olup giden organlar oluyor... Ya baş parmak yok olacak ya da 6. parmak yolda.
Bütün bu karışıklığa rağmen elimizin evrimi konusunda bazı öngörüşler ileri sürülebiliyor Çünkü, embriyolojide temel ve değişmeyen bir kural sözkonusu; Son ortaya çıkan organlar, ilk yok olup giden organlar oluyor... Bu bağlamda eğer evrimin bir ileri aşaması parmak yitireceksek, bu en son ortaya çıkan başparmağımız olacak. Oysa başparmak, fonksiyonel açıdan yeri doldurulmayacak bir öneme sahip... Öte yandan, bilimadamları bir 6. parmakla donatılmamızın da mümkün olduğunu söylüyorlar. Çünkü, parmaklar elin o bölgesindeki kıkırdağımsı bir yaydan çıkarak oluşuyorlar. Bu yayın genişliği parmakların sayısını belirliyor. Bilimadamları genlerimizin şu anki evrimini dikkate aldıklarında, bu kıkırdağımsı yayın büyümekle olduğunu ve birkaç milyon yıl sonra bir 6. parmağı doğuracağını vurguluyorlar. Ünlü matematikçi Georges Ifrah'a göre, 6. parmağın milyonlarca yıl sonra gerçekleşmesi kesinlikle bir şanssızlık... Çünkü, eğer bugün bir elimizde 6 parmak olsaydı toplam 12 parmağımız olacaktı. Bu durumda, 2'ye, 3'e. 4'e ve 6'ya bölünebilen parmaklarımızla çok daha etkili hesaplar yapabilecektik. Oysa bugünkü ondalık parmak sistemimiz sadece 2'e ve 5'e bölmeleri mümkün kılıyor.
Yorumlar
Evet aslında beş parmak olması biraz tuhaf
belki ileride daha çok parmağımız olur
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız