Bu dünyanın bilimsel üstünlüğünün farkına varan Avrupa, bu uygarlıktan yararlanmaya karar vermek için 12. yüzyıla kadar bekledi. 12. yüzyıl, Arapça bilim, felsefe ve tıp eserlerinin Latince'ye kazandırılması için, özellikle İspanya ve Sicilya'da yoğun, programlı tercüme çalışmalarının başlatıldığı dönem olarak tarihe geçti, öyle ki, 17. yüzyıla kadar Yunanca asılları bulunamayan Aristoteles, Sokrates ve Platon gibi antik dönem filozoflarının eserleri, Arapça'dan çevrilerek okundu. İşte, "12. Yüzyıl Rönesansı" olarak adlandırılan bu çalışmalar, "modern batı uygarlığının doğuşunun temellerini oluşturdu.
Bu bağlamda, Avrupalıların "Averroe" adını verdikleri İbni Rüşd'ün yazdığı "Külliyat", 18. yüzyıl sonlarına dek Vatikan'ın resmi İdeolojisi Aristoculuğun da dayanak noktasıydı. 1126'da Kurtuba'da (İspanya, bugünkü Cordoba) doğan İbni Rüşd'ün öğretileri, 700 yıl boyunca Avrupa filozoflarının başvuru kaynağı oldu. Aquinolu Tommaso, Bacon, Spinoza ve Leibniz, kitaplarında İbni Rüşd'e atıfta bulunan modern filozofların sadece birkaçı!
Öğrenim, huzur ve güzellik cenneti Bağdat! Bir dönemin ozanları Bağdat'ı şöyle anlatıyorlardı:
"Yerleri gülsuyuyla yıkanmış, yollanıl tozu ise miskti. Yeşillik ve çiçeklerle doluydu Bağdat ve ötüşen kuşların sesleriyle dolardı hava. Lutlar cıvıldar, flütler ahenkle şakırdı ve şarkı söyleyen hurilerin gümüş sesi, yeşilliklerle coşmuş koca bahçelerin ortasındaki sarayların pencerelerinden uyum içinde alçalıp yükselirdi..."
Aristoteles, Hipokrates, Galenos, Euklcides, Arkhimedes, Batlamyus (Ptolemaios) ve Plotinus'un yapıtları, Bağdat'ta Arapça'ya çevriliyordu. Şairler, müzisyenler, matematikçiler, astronomlar, coğrafyacılar, hukukçular, filozoflar ve tarihçiler, uygarlık eserlerini Hindistan ve Çin'den gelen katkılarla daha da öteye taşıyorlardı.
Yorumlar
Bilimin gezgin olabileceğini hiç düşünmemiştim
Çok ilginç
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız