Işıma sisi sabaha karşı gölcüklerin, akarsuların, bataklıkların ormanlıkların, meraların ve durağan suların bulunduğu bölgelerde görülen bir doğa olayı. Buralarda her zaman belli bir miktarda nem oranı bulunuyor. Gün boyunca toprakta biriken sıcaklık normal koşullarda yavaş yavaş kızılötesi ışınlar biçiminde boşluğa dağılıyor. Ne var ki, toprağın sıcaklığının ani bir biçimde azalması durumunda, bu sıcaklık dağılmıyor ve var olan su buharım yoğunlaştırmaya, bir sis bulutu gibi toprağın üstünü kavramaya başlıyor. Rüzgarın tamamen yok olduğu koşullarda "ışıma sisi" genellikle bitkilerin düzeyinde gözleniyor. Bu durumda da atmosferdeki su buharı bitkilerin çimlerin üstünde "kırağı" biçiminde yoğunlaşıyor.
Ancak sis, hafif bir esinti durumunda bile, toprak üstündeki daha soğuk hava tabakalarıyla, daha yukarıdaki sıcak hava tabakalarının harmanlanması sonucu da meydana geliyor. Bu nedenle özellikte sabahın erken saatlerinde toprağın üstünü kaplayan ve bazen kalınlığı 1.000 metreye kadar çıkan bir sis tabakasıyla karşılaşıyoruz. Bu sis kitleleri sadece ve sadece toprağın üzerinde oluşuyor. Deniz sathında böyle bîr sis tipine rastlanmıyor. Ancak, toprak sathında oluşan "ışıma sisi", zaman içinde büyüyerek ve yayılarak denize kadar ulaşabiliyor. "Işıma sisi", çoğu zaman güneşin doğması ve sıcaklığın yükselmesiyle birlikte ortadan kalkıyor. Ama, soğuk mevsimde bütün bir gün boyunca varlığını sürdüren "ışıma sisleri"ne de rastlanıyor.
Dağlık bölgelerde "yamaç sisi" adı verilen bir başka doğal olay yaşanıyor. Bu sisin kökenindeki neden, vadiden gelen nemli hava kitlesinin rüzgar nedeniyle tepelere doğru yükselmesi... Atmosfer basıncı yükseklikle birlikte azaldığı için, yükselen nemli havanın hacmi artıyor. Sıcaklık ve basınç, fizik kurallarına uygun olarak aynı yönde gelişim gösteriyorlar. Havanın hacminin artması, yani başka bir deyişle genişlemesi, beraberinde sıcaklığın düşmesini de getiriyor.
Sonuçta, soğuğun etkisiyle, atmosferde saydam bir biçimde bulunan su buharı, opak bir sis bulutuna dönüşüyor. "Genleşme sisi" adı da verilen bu sis tipi, genel olarak tehlikeli bir nitelik taşımıyor. Üstelik çok hafif olduğu İçin küçük bir rüzgarın etkisiyle bile kolaylıkla dağılıyor. Ancak, su buharı vüklü havayı yukarı taşıyan rüzgar başta çok şiddetli olursa, sis çok büyük bir hızla dağların eteklerini sarabiliyor. Bu durumda rölyeflere sağlam bir biçimde yapışıyor ve bir süre sonra gerçek bir sis denizi halini alıyor. Bu da özellikle dağlarda yaşayan avcı kuşların görüş açısını günlerce yok ettiği için, bölgedeki hayvan dengesini sarsabiliyor. Çok yüksek dağlarda ise, bulut ile sis arasındaki fark hemen hemen ortadan kalkıyor. Üstelik, birinin varlığı havadaki nemlilik oranını artırdığı için, diğerinin oluşmasını kolaylaştırıyor.
Yorumlar
Ortamın havasını çok değiştiriyor
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız