Türbülansların daha dramatik sonuçlar verdiği durumlar da sözkonusu... Bazen çok şiddetli akıntılarda en küçük bir türbülans büyük felaketlere yol açabiliyor. İyi ve akıllı bir şekilde kontrol altına alınmayan bir akıntı, kanalizasyon borularının patlamasına, gemi pervanelerinin kırılmasına ve hatta uçakların düşmesine neden olabiliyor. Bugün fizikçiler, bu tehlikeyi yok etmek için, sürtünmeleri en aza indirmeye ve akıntıları mümkün olduğunca en üst düzeyde berraklaştırmaya çalışıyorlar.
Bu konuda bazen hiç beklenmedik alanlarda başarılar elde edilebiliyor. Örneğin; "sıvı mekaniği", bugün en fazla cerrahi konusuna yardımcı oluyor. Mikrocerrahi, damarlardaki kan akışını daha iyi bir noktaya getirmek için bugün damarları genişletiyor. Böylece kalbin enerji kaybı en aza indirilebiliyor.
Her akıntı kendi yolunu buluyor
Gazete kağıdının üzerine bir damla su döktüğünüz zaman, su hemen yayılacak ve bir hale meydana getirecektir. Aynı su damlası bir bardak yağın içine düştüğünde ise yayılmayıp yağ tabakasının yüzeyinde öylece kalacaktır. Bu akma çeşitliliği herşeyden önce sıvı maddenin döküldüğü yerin niteliğine bağlı... Bazı yüzeyler sıvıyı çekip onunla ıslanırken, bazı yüzeyler ise tam tersine sıvıyı reddediyorlar.
Dökülme biçimleri
Dökülme biçimleri ise, o anda o sıvı maddenin üzerinde etkili olan fiziki güçlere bağlı olarak değişiyor. Örneğin, başlangıçtaki itiş ve yerçekimi gücünün ortak etkisi sonucu, şampanya şişesinin ağzından çıkan köpük bir parabol biçiminde dökülüyor. Buna karşılık, bir tastan şarap döktüğünüz zaman, şarap, bir doğru çizgi izleyerek düşüyor. Çünkü, o anda şarabın üzerinde etkili olan sadece yerçekimi gücü...
Öte yandan, sıvı maddenin doğası da onun izlediği güzergahı biçimlendiriyor. Örneğin, bir ketçap şişesinin dibine vurarak içindeki sıvı maddeyi dışarıya çıkarmaya çalıştığımızda, sıvı madde fışkırarak dökülüyor. Oysa, aynı işlemi bir yağ şişesine yaptığımızda, yağın düzgün bir sızıntı biçiminde düştüğünü görüyoruz.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız