Dev kuşların uçabilmek için buldukları çözüm ise, mümkün olduğunca zayıflamak... Nitekim, dev kuşların kemiklerinin pek gelişmemiş olması, kemiklerinin içinde hava bulunması, bu kilo azaltma çabasının bir ürünü... Bu kuşların bir ikinci çözüm yolu ise, kanatlarını mümkün olduğunca geliştirmek... Örneğin, 900 gram ağırlığa sahip bir kutan kuşunun kanatlarının açıldığında uzunluğu 2 metreyi buluyor. Aynı zayıf kalma çabasına tarih öncesinin dev kuşlarında da rastlıyoruz; "Quetzal-coatlus" adı verilen dev uçan sürüngenin boyu 15 metreyi rahatlıkla geçiyordu, ama ağırlığı 20 kiloyu zor buluyordu...
Dev cüsseli hayvanlar, bazı genetik zorunluluklar nedeniyle de yok olma tehlikesiyle karşı karşıyalar... Bir hayvan ne kadar cüsseli olursa, yetişkin yaşa ulaşması o kadar gecikiyor. Bunun sonucu, üreme çağı gecikiyor ve doğurma oranı düşüyor. Nitekim, tüm hayvanlar aleminde dev cüsseliler, küçük hayvanlara oranla çok daha yavaş ürüyorlar. Bir dişi fil, küçük bir fil yavrusunu dünyaya getirmek için tam 10 yıl beklemek zorunda kalıyor. Aynı süre için de bir fare ise binlerce fare dünyaya getiriyor.
Yaşam savaşında dev cüsseli hayvanların beslenme sorunları da önemli problemler yaratıyor. Bu hayvanlar, besin maddesi bulabilmek için çok geniş alanlara gerek duyuyorlar. Bir filin gerekli besini bulup varlığını sürdürebilmesi için teorik olarak en az 2 kilometrekarelik bir alan gerekiyor. Oysa, aynı alan binden fazla fare için yetip artıyor bile...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız