1888’in Londra’sında dünyayı etkileyen bir seri cinayet yaşanmıştır. Ağustos ve Eylül aylarında ortaya çıkan seri katil bu zaman dilimi arasında 5 hayat kadınını öldürdü. İngiltere’de 5 hayat kadınının ölümü tüm manşetlerde yer alırken ve büyük bir tedirginliğe yol açtı. Polis teşkilatında olağanüstü hal ilan edildi ama yine de katilin izine ulaşılamadı.
Polise yazdığı mektupta kendini ‘Karındeşen Jack’ olan tanıtan katilin yaklaşık 20 kişiyi öldürdüğü düşünülüyor. Bu 20 hayat kadınının arasından sadece 5 tanesinin aynı kişi tarafından öldürüldüğü kesinleştirildi.
Cinayetlerden 2 yıl sonra cinayet dosyası kapandı ama bazı dedektif ve bilim adamları modern teknoloji sayesinde cinayetleri az da olsa aydınlattı. Ellerindeki tek fiziki kanıt da kurbanlardan birine ait olan şaldı.
Karındeşen Jack’in cinayetleri işlemesinde kendince bir stili vardı. Büyük bir titizlik ve anatomi bilgisi vardı cinayetlerde. Tüm cinayetlerin birbirilerine benzer yanları olsa da hepsi farklı yerlerde işlenmişti ve bu polisi çaresiz bırakmıştı.
Vahşice işlenen cinayetlerde; önce kurban boğazlanarak etkisiz hale getirilip, sonra kurbanların kulakları kesilmiştir.
Karındeşen Jack’in hayat kadınlarına olan düşmanlığı işlediği cinayetlerle ortaya çıkıyordu. Kurbanlarda karın ve cinsel organları deşilmiş, bazı organları da alınmış oluyordu. Tüm bunlardan sonra Karındeşen Jack, kurbanlarını karnı deşilmiş şekilde ve bacakları açık bir vaziyette bırakıyordu.
Bazı filmlerde ‘Jack’ lakaplı seri katiller kullanılmış ve karakterlerde Karındeşen Jack’ten esinlenilmiştir.
Söylentilere göre Karındeşen Jack, deri önlük giyen, şapka takan ve pelerinli uzun palto giyen biriydi. Ayrıca elinde suç aletlerini taşıdığı bir çanta olduğu da söylentiler arasındaydı.
Polise katili yakaladıkları yönündeki haberlerine çok güldüğünü ve işlediği cinayetlere devam edeceğini söylediği bir mektup gönderdi. Bu mektuptan 2 gün sonra Jack, üç ve dördüncü cinayetlerini işledi. İsveçli bir hayat kadınını katleden Karındeşen Jack, kurbanın iç organlarını çıkaramayınca aynı gece 43 yaşındaki başka bir hayat kadınını daha katletti.
Bu son cinayetin ardından Karındeşen Jack polise ‘From Hell/ Cehennemden Gelen’ diye başlayan bir mektup daha gönderdi. Bu mektubun yazı stili ilk mektubunkinden farklıydı. Son gelen mektubun gerçek katile ait olduğu anlaşılmıştır. Çünkü mektubun yanında son katlettiği kadının yarım böbreği vardı.
Karındeşen Jack’in son cinayeti 9 Kasım gecesi, 3 aylık hamile olan bir hayat kadınıydı. Odasına girip tüm iç organlarını çıkartmıştı ve olay yerinden Mary Kelly isimli bir kadının kalbini alarak ayrılmıştır.
Bu vahşetten sonra bir daha Jack’in izine rastlanmamıştır.
1888’de yaşanan cinayetlerin gizemi ancak 2014’te çözülebildi. Dünyaca ünlü DNA uzmanı Dr. Jari Louhelainen, son cinayetteki kurbanın şalının üzeirnde yaptığı testler sonucunda, ünlü seri katilin Polonya göçmeni Aoron Kosminski olduğunu açıkladı. DNA uzmanı, şaldan aldığı DNA örneklerini hem katilin hem de son kurbanın soyundan gelen kişilerle karşılaştırdığını söyledi. Elde ettiği bulguları İngiliz Mail on Sunday gazetesinde yayınlayan Dr. Louhelainen, Karındeşen Jack’in Kominski olduğu konusunda “Şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlandı.” demiştir.
Kominski, cinayetler işlendiğinde de baş şüpheliler arasında yer alıyordu. Yaşadığı dönemde akıl hastası olarak bilinen Kominski, cinayetlerin doğusundaki bir kentte berberlik yapıyordu. Cinayetlerin olduğu dönemde delil yetersizliği nedeniyle mahkum edilmemişti. Ama toplum için risk oluşturabileceği düşüncesiyle akıl hastanesine kapatılmıştı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız