4000 yıl önce Mısırlılar “hiyeroglif” adı verilen özel bir yazı sistemi kullanıyordu. Bu yazıda harfler yoktu. Kelimeler ve kavramlar için resimler vardı. Binlerce farklı şekil. Tahmin edebileceğiniz gibi bunca farklı şekli sıradan insanların ezberleyebilmesi çok zordu. Dolayısıyla sadece bu işe vaktini ve naktini ayırabilecek zenginler ve önemli mevkilerdeki kişiler okuyup yazabiliyordu. Sadece onların bilgiyi yazılı hale getirme ve dolayısıyla kontrol edebilme gücü vardı.
Ama işler böyle yürüyemezdi. Bu sebeple Sina yarımadasından birileri bu karmaşık sistemi sadeleştirmenin bir yolunu buldu ve dedi ki: “Aklımıza gelen her kelime için farklı bir şekil yerine, ağzımızdan çıkan her ses için farklı bir şekil kullanalım.” Böylece bir düşünceyi ifade etmek için binlerce resim çizmek yerine, fonetik sesleri ifade eden 20-30 sembol yeterli hale geldi.
Fotoğrafta gördüğünüz bu şekil bildiğimiz alfabenin ilk ve en eski hali. A harfi bir inek kafasına benziyor değil mi? Elbette ki o dönemlerde böyle hayvanlar çok değerliydi. Böyle bir şeyle sembolize etmeleri çok normal. Peki ama bu şekilden günümüzdeki şekline nasıl dönüştü?
Akdeniz’de denizcilik ve ticaretle uğraşan, bugünkü Lübnan kıyılarında yaşayan Fenikeliler ticareti kolaylaştırabilmek için alfabeyi sadeleştirdiler. Hala daha çok bir resme benzeyen bu harfleri stilize ettiler. Benzeseler de bayağı kolaylaştı yazımı. Sağdan sola doğru ilerleyen bu alfabeye aynı zamanda “ebced” sistemi deniliyor. Bu sistem daha sonra Arapça ve İbranice gibi dillerin alfabelerine dönüştü.
Bazı harflerin kısa hikayelerinden bahsedelim. Mesela N harfinin atası bir yılan. M harfi denizdeki dalgalardan ilham alınarak çizilmiş ve eskiden üç tepeliymiş. Çengelli L harfi de az değişim geçirenlerden biri. Kadim dillerde “eL” diye okunuyor ve Tanrı anlamına geliyor.
H harfinin kaynağı hayvanların kaçmasını engelleyen çitler. D harfi çoğunlukla bir üçgen olarak çizilmiş. Yunanlılar “Delta” Fenikeliler “Dalet” demişler bu harfe. İngilizce’deki “door” yani “kapı” anlamına geliyor dalet.
Gelelim A harfine. Fenikelerinin stilize ettiği harfler etkileşimle Antik Yunan topraklarına kadar geldi. Yunanlıların alfabeye yaptıkları en büyük katkı sesli harfleri eklemek oldu. O zamana kadar sadece sessiz harflerden oluşan “Ebced” sistemi kullanılıyordu ve yazılar sağdan sola doğru yazılıyordu. Yunanlılar da başlangıçta sağdan sola yazıyordu. Sonra her iki yönde yazmaya başladılar. En sonunda sağ elle yazanların sayısı solaklardan daha fazla olduğu için sadece sağdan sola yazmaya başladılar.
İşte bugünkü Latin alfabesinin ve Kril alfabesinin kökeni bu antik Yunan harfleridir. “B” “C” “E” “F” “K” “L” “P” gibi harflerin bir zamanlar ters olmasının sebebi de yazım yönüdür.
Fenikeliler zamanında “Alef” denilen ilk harf, İbranice’de aynı kalıp Arapça’da Elif’e dönüştü. Yunanlılar aynı harfi “alfa”ya dönüştürdü ve yönünü değiştirdi.
350 yıl kadar sonra bu harfler İtalya’ya ulaştı ve İtalik alfabe olarak adlandırıldı. Ve nihayet 400 yıl kadar sonra modern takvimin başladığı dönemde Romalılar tarafından bugünkü Latin alfabesine en yakın şekle getirildi.
Tüm bu değişimlere rağmen bazı harfler ilk hallerine benzemeye devam ediyor. Çok dikkatli bakarsanız A harfinde hala bir boğa kafası görebilirsiniz. Görebiliyor musunuz?
Kaynak: https://barisozcan.com/a-harfini-kim-icat-etti/,
https://commons.wikimedia.org/wiki/Proto-Canaanite_alphabet
Yorumlar
Vay be
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız