Waverly Hills hastanesi 1910 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin bir eyaleti olan Kentucky’de hizmet vermeye başlar. 2 katlı küçük bir yapı olan hastane, 50 hastayı tedavi edebildikten sonra tüberkülozun yayılmasıyla 1924’te 5 katlı bir yapıya dönüştürülür.
Hasta kapasitesi 400 kişiliktir. Fakat verem salgını yüzünden kapasitesinin çok çok üstüne çıkmak durumunda kalır. Tüberküloz tedavisi bulunamadığı için Waverly Hills hastanesinde binlerce insan hayatını kaybeder.
Streptomisin (Verem basiline, şarbon, difteri, veba, menenjit, zatürre gibi hastalıklara yol açan mikroplara karşı kullanılan bir antibiyotik.) bulunana kadar Waverly Hills Sanatoryumu’nda veremli hastaların çoğunun ölmesi üzerine, diğer hastaların öldüğünü görmemeleri için bir tünel yapılır. ‘Ölüm Tüneli’ adındaki bu tünelden veremden ölen hastaların cesetleri taşınır. 150 metre uzunluğundaki bu tünel aracılığıyla ölenler dışarıya çıkartılır.
Waverly Hills Sanatoryumu hakkındaki bir rivayete göre 1928’de bir hemşire 502 numaralı odada kendisini asarak intihar eder. 1932’de başka bir hemşire 502 numaralı odanın camından aşağı düşer. Bu olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğu çözülemez. Kayda geçen bazı bilgilere göre olayı dışarıdan gören kişiler, kadının camdan atladığını ama yere düşmeden kaybolduğunu dile getirir.
Bu şekilde kötü bir şöhret alan hastane1961 yılında verem tedavisinin bulunmasıyla kapatılır. 1962’de ‘Woodhaven Geriatri Merkezi’ adıyla yaşlılar için dinlenme evi olarak hizmete yeniden açılır.
Dönemin tedavi yöntemleri çok acı verici yöntemlerdir. Deneysel tedaviler uygulanmaktadır. Bu deneysel tedaviler hastalarda deri tahribatları oluşturmaktadır. Hatta bazı hastalar bu deri tahribatları yüzünden tanınmaz hale gelmiştir.
O dönemlerde etkili olduğu düşünülen elektroşok tedavisi çeşitli hastalıklarda yaygın kullanıldı. 1960-1970 arasındaki bütçe kesintileri yüzünden korkunç koşullar oluştu. Bu durum hastalara karşı kötüye kullanıma da yol açınca devlet tarafından hastane 1982 yılında tamamen kapatılır.
Üstelik özellikle verem tedavileri sürecindeki tedaviler, tedavi adı altında adete vahşi bir işkenceydi. Bakterilerin yayılımını azaltmak için hastanın akciğerlerine morötesi ışınlar veriliyordu. Bu güneş odalarında, suni ışık kullanılarak yapılıyordu.
Balon, hastanın akciğerine ameliyat ile yerleştiriliyor ve akciğeri genişletmek için hava ile dolduruluyordu. Hatta kaslar, kaburgalar ve akciğerler daha da genişlesin ve daha fazla oksijen alsın diye göğüsten çıkarılıyordu. Bu işlem ‘son çare’ olarak görülüyordu ve yapılan hastaların çoğunluğu da hayatını kaybetmiştir.
Waverly Hills Sanatoryumu paranormal olayları ile ünlü bir hastanedir. Koridorlarında top oynayan çocuklar, ölüm tünelinde duyulan fısıltılar, camdan atlayan kadın figürleri, camlarda gezinen gölgeler… Tedavilerin insani değil de vahşice olması, pek çok insanın hayatını kaybetmesi sebebiyle paranormal olayların kızgın ruhlar tarafından yapıldığına inanılıyor.
Paranormal olayların en çok ‘Ölüm Tüneli’nde yaşandığı da iddialar arasında.
Waverly Hills Sanatoryumu’nu günümüzde ziyaret eden ziyaretçiler bile Ölüm Tüneli’nde hala ses ve çığlıklar duyduğunu iddia ediyorlar. Hastanenin yakın çevresinde yaşayanlar binada gölgeler gördüklerini ve fısıltılar, çığlıklar duyduklarını iddia ediyorlar.
Doğu ABD’nin en lanetli hastanesi olarak ünlenen Waverly Hills Sanatoryumu, birçok dizi, film ve TV şovuna da konu olmayı başardı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız