Eğri Dağı da denilen Ağrı Dağı aynı zamanda Ağrı’ya da ismini verir. Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı olarak bilinen iki dağ, birçok efsaneye konu olmuş, kutsal kitaplarda kendilerine yer bulmuşlardır. Ama tabii ki Ağrı Dağları en bilinen şöhretini kutsal kitaplardaki Nuh tufanından almıştır.

 

Efsaneye göre; Nuh peygamber zamanında insanlar yoldan çıkıp eğri yola sapmışlardır. Bozulan düzen ve tanrıya olan isyana Tanrı, insanları cezalandırmaya karar vermiştir. Tanrı Nuh peygambere, 300 adım boyunda, 50 adım eninde, 30 adım yükseklikte bir gemi yapmasını emretmiştir.

Nuh peygamber gemisini yaparken insanlar ona inanmamış hatta alay etmişlerdir. Gemi bittiğinde Tanrı, yeryüzündeki tüm canlılardan erkek-dişi bir çifti gemiye almasını ve yeteri kadar da yemek almasını emretmiştir.

Nuh peygamber topladığı hayvanlar, ailesi ve birkaç iman eden yakınlarını da yanına alarak gemiye binmiştir. Nuh peygamberin oğullarından biri gemiye binmemiştir. Bir tufan olması durumunda bir dağa sığınacağını söylemiştir. Sonrasında tufan başlamış ve 40 gün 40 gece yağmur yağmıştır. Yağan yağmur ve tufan yeri göğü bir etmiştir.

Nuh’un gemisi dışında ne var ne yoksa yaşam bitmiş ve sadece gemidekiler hayatta kalmıştır. 150 gün süren su üzerindeki günlerden sonra sular çekilmeye başlamıştır. Gemi Ağrı Dağları’nın Cudi Tepesi’ne oturmuştur. Nuh peygamber, suların tam olarak çekilip çekilmediğini anlamak için pencereden bir güvercin salmıştır. Fakat kuş hiçbir yere konamadığı için geri dönmüştür. 7 gün sonra güvercin tekrar salındığında ağzında bir zeytin dalıyla gemiye dönmüştür.

Nuh peygamber gemiden çıkarak Ağrı Dağı’nın eteklerine bir köy kurmuştur. Sonrasında insanlar ve canlılar yeniden çoğalmışlardır.

E hani Ağrı Dağı’nın adıyla şimdi ne alaka bu diyorsunuz. Anlatıyorum. Doğu Anadolu’daki söylencelere göre; sular çekilmeye başladığında Nuh’un gemisi şiddetli bir sarsıntıyla sarsılıştır ve dağın sivri tepesine oturmuştur. Gemidekilerin korkudan “Suphanallah” demesiyle dağ ‘Süphan Dağı’ adını alır.

Gemi sonrasında kuzeye doğru yol almaya başlamıştır. Fakat burada yine bir tepeye çarpmıştır. Nuh peygamberin “Allahü Ekber” demesi üzerine bu dağ da ‘Allahuekber Dağı’ adını alır. Suların çekilmesiyle gemi, büyük bir dağın sivri tepesine oturmuştur. Ne kadar çaba sarf etseler de gemiyi çakıldığı yerden kurtaramamışlardır. Kendi aralarında “Ne ağır dağ” dedikleri için o dağ ‘Ağır Dağ’ adını alır. Sonrasında bu ad ‘Ağrı Dağı’ olarak evrilir.