Anadolu’dan kaçırılan en önemli eserlerimizden biri de Likyalı bir yönetici olan Payava’dan adını alan Payava Anıtı.
MÖ 375-360 arasında yapılan Payava anıtsal mezarı, 1844’te İngilizler tarafından Ksanthos’un kuzeydoğusundan sökülerek götürülmüştür. Anıtsal mezar, İngilizlerin Likya bölgesinde tarihi eser keşfine başladığı 1838 yılına kadar ayakta kalmayı başarmıştı. Son fotoğrafta bulunan çizim ile müzedeki sergilenen mezarın fotoğrafı arasındaki fark, eserin taşınırken ne kadar zarar gördüğünü açıkça göstermektedir. Özgün yüksekliği 7,85 metre olmasına rağmen eserin müzede sergilenen hali 3,5 metredir.
Bütün eserler doğduğu topraklarda güzeldir. Bu eserler orada kendi geçmişlerine ya da kendi atalarına ait değildir; hiçbir tarihi bağları bulunmayan başka coğrafyalardan taşıdıkları bu eserler başka halklara ait kültür varlıklarıdır. O yıllarda verilen izin ne ahlaki ne de kurallara uygun değildir. Hediyeler ile kandırılan padişahlar ve üzerinde yönetimin tuğrası olan bir izin kağıdıyla çeneleri kapatılan yerel yöneticileri fırsat bilmişlerdir. Oysa bu eserler sömürücüler gelene kadar Ksanthos’ta 2500 yıldan beri kendi öz topraklarında duruyordu. Kimse onları yıpratmamış, bozmamıştı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız