İster Hindistan'daki ayurveda (hayatın bilimi), ister geleneksel Çin, Tibet, Japon yöntemleri olsun, bütün Uzakdoğu sağlık yöntemleri insanı, evrenin bir küçük yansıması, yani "mikrokozmoz" olarak kabul ediyor. Bu düşünce sistemlerine göre, insan organizmasının dengesini, birtakım tamamlayıcı güçler sağlıyor. Bu tamamlayıcı güçlere, Hindistan'da "üç doşa", Çin ve Japonya'da "yin" ile "yang" adları veriliyor. Tibet tıbbında bu tamamlayıcı güçlerin sayısı 3, Hint-Pakistan bilgeliğinde ise 4'e çıkıyor. Çin ejderhaları beş ana elementi gösteriyor: ODUN (TAHTA) yeşil, ATEŞ kırmızı, TOPRAK sarı, METALLER beyaz ve SU siyah...
İlk bakışta garip görünmekle birlikte, geleneksel Uzakdoğu tıbbı zaman zaman klasik batı tıbbının önüne geçiyor. Batıda kan dolaşımının şemasını William Harvey 1628 tarihinde çizmeyi başarmıştı. Oysa Hindistan'da, kan dolaşımının şeması teorik olarak M.Ö. 6. yüzyılda bile biliniyordu. 16. yüzyılda Çinli doktorlar kızıl hastalığını önlemek için bu hastalığa yol açan mikrobun vücuda aşı olarak verilmesini keşfetmişlerdi. 1688 yılında Rus doktorlar Çin'e giderek bu yöntemi öğrendiler ve böylece kızıl aşısı tüm dünyaya yayıldı. Yine 4 bin yıldan beri, Çinlilerin anestezi yerine akupunktur yöntemini uyguladığını biliyoruz. Ancak Çin tıbbı, sadece bu küçük iğnelerden ibaret değildi. 16. yüzyıla tarihlenen "Ben co gang mu" başlıklı bir kitapçıkta, 1871 ilaç adı sayılıyordu. Bunlardan 1074 tanesi bitki. 443'ü hayvansal ve 354'ü de mineral kökenliydi. Çinliler'e göre ginseng kökü, beş önemli enerji kaynağını birden içeriyordu: toprak, su, odun, ateş ve metal... Anavatanı Mançurya olan ginseng, beş ana damarı tedavi ediyor, bağışıklık ve üreme sistemlerini güçlendiriyor, kişinin fiziksel ve entelektüel kapasitesini artırıyordu.
Tibet tıp ağacı iki gövdeli... Sol taraftakiler insanı uzun yaşamaya götüren iyi davranışları, sağ taraftakiler ise hastalık kaynaklarını gösteriyor. Uzakdoğu tıbbında hasta günlük, gecelik, mevsimlik kuralları izlemek zorunda. Uzakdoğu tedavileri sadece tıbbi bilgileri değil, aynı zamanda bir yaşam biçimini de içeriyor. Her şeyden önce hastanın kendi kendini tanıması, bedeniyle ruhuna sahip çıkması gerekiyor. Her hasta için bir beslenme rejimi öneriliyor ve bunun, hastanın davranışlarına egemen olması sağlanıyor. Öte yandan, Uzakdoğu tedavilerinde hasta bir kez iyileşince, mesele bitmiyor. Bir dizi teknik ile hastanın psikolojik olarak da iyileştirilmesi gerekiyor. Hindistan'da bunun için genellikle yoga tavsiye ediliyor. Çin'de ise "qi gong" yani, nefes açma teknikleri uygulanıyor. Uzakdoğu tedavilerinde, aynı yöntem, zaman zaman farklı coğrafyalarda değişik adlar alabiliyor. Bunun en tipik örneği Çin jimnastiği olan "tao yin" in, Japonya'da "do in" diye anılması...
Yorumlar
Antik Mısır kadar geriye gidiyor olabilir
modern tıp değil
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız