Karayipler, Bermuda Adaları, Kanarya Adaları, Güney İspanya'da ki Tartessos kenti, İzlanda, İskandinavya, Kuzey Denizi, Grönland'ın kuzeydoğusundaki Spitzberg Takımadaları, Seylan, Sibirya, Sahra... Değişik zamanlarda değişik kişiler Atlantis'in buralarda olduğunu iddia ederler.
Bazıları Atlantis'in Tarihöncesi çağda Avrupa ile Amerika arasında uzanan bir kara köprüsü olduğunu söyler; bazıları da jeolojik çağlar süresince batıya doğru giderek bugünkü yerini almış olan Amerika kıtası olduğunu...
Son yer tespiti, Fransız jeolog ve prehistoryacı Jacques Collina-Girard'dan gelir. Ona göre Atlantis tam da Platon'un sözünü ettiği yerde, Cebelitarık Boğazı'nın Atlas Okyanusu'na açıldığı noktada bulunmaktadır. Dördüncü dönem buzul çağı uzmanı da olan bu bilim adamı aslında Avrupa ile Kuzey Afrika arasında 19 bin yıl önceki nüfus hareketlerini araştırmak üzere yola çıkmıştır. Ama bu arada Cebelitarık Boğazı topografyasının deniz seviyesindeki oynamalarla büyük değişime uğradığını, 20 bin yılda deniz seviyesinin yaklaşık 135 metre yükseldiğini saptar. Bir zamanlar iyice dar olan Cebelitarık'ın batısındaki eski takımadaların varlığı dikkatini çeker. Takımadaların ortasında yer alan ve bugün en yüksek katmanı suyun 56 metre altında bulunan Spartel Sığlığı'na atfen Spartel Adası olarak anılan adanın, Platon'un sözünü ettiği Atlantis'in merkezi olabileceğini savunur Collina-Girard: "Atlantis'in yerini tespit ederken Platon'dan yola çıkmıyorum, Cebelitarık Boğazı'nın çıtağında Platon’dan 9 bin yıl önce sulara gömülmüş bir adanın mevcudiyetini gösteren jeolojiye dayanıyorum. Açığa çıkan bu gerçek Platon'un metninin özüyle örtüşüyor. Aslında daha önce kimsenin bu bağlantıyı kurmamış olması beni şaşırtıyor. Ama bu kuşkusuz disiplinlerin ayrılığından kaynaklanıyor. Jeologlar tarihçi olmadıklarından Atlantis'le pek ilgilenmezler; prehistoryacıların da hepsi jeolog değildir."
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız