Londra Üniversitesi'nden arkeolog Peter James ise 'The Sunken Kingdom, Atlantis Mystery Solved' adlı kitabında (Krallığın Çöküşü, Atlantis'in Sırrı Çözüldü; 1995), Lydia Kralı Tantalos'un ülkesinin Atlantis ile özdeş olduğunu, dolayısıyla 'hayal ülke'nin Batı Anadolu'daki Sipil Dağı'nda (Manisa) bulunduğunu ileri sürüyor.
İstanbul Üniversitesi'nden Klasik Arkeoloji Profesörü Elif Tül Tulunay da Tunç Çağı'nda Anadolu'dan yapılan göçleri inceleyen çalışması 'Pelops'un Gizemi'nde (Graphis Yayınları, 1998), Antik kaynaklan yorumlayarak Sipylos (Sipil) dağında krallık kurmuş Tantalos'un adının Atlas gibi 'taşıyıcı' anlamına geldiğine dikkat çekiyor ve Anadolu'da İ.Ö. 7 binden beri madeni aletlerin kullanıldığını, dolayısıyla bir 'mitos' olarak yorumlanan Atlantis'in Batı Anadolu topraklarında yaşanmış bir maden uygarlığı olabileceğini belirtiyor. "Tantalos'un kentinin gerçekten var olup bir zelzele sonucu fışkıran suların altında kalması ve açılan yarıkta kaybolması neden mümkün olmasın?" sorusunu dile getiriyor.
Atlantis, başta öğrencisi Aristoteles olmak üzere, pek çok kimsenin inandığı gibi, Platon'un düş gücünün bir ürünü mü? Yoksa gerçekten var oldu mu? Bugüne kadar çözülememiş bir gizem. Ama Platon bu 'efsane'yi ister Atina devletine dokuz bin yıllık bir mazi yaratma hevesiyle kaleme almış olsun, isterse de yozlaşmanın gelişmiş bir uygarlığı nasıl bir anda yok ettiğine örnek göstermek için uydurmuş olsun, şurası bir gerçek ki Atlantis hem hayallerimizi süslemeye hem de bilim adamlarının kafasını kurcalamaya daha uzunca bir zaman devam edecek.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız