1836 yılında dünyaya gelen Amelia Dyer, Bristol dışında yaşayan geniş bir ailenin kızıydı. İyi eğitimli biriydi ve edebiyat ve şiir kitapları okurdu. Daha çocukken annesi hastalığa yakalanmıştı ve annesi ölene kadar annesine bakmıştı. Bakıcılığı çocukken öğrenmişti yani. Annesinin ölümünden sonra olacak ki aile üyeleriyle iletişimi koptu. Sonrasında kendisinden 35 yaş büyük George Thomas ile evlendi.
Thomas ile evliliğinden bir çocuğu oldu. Fakat sonrasında kocasını kaybetti. Yeni doğmuş çocuğuyla dul kalan Amelia, para kazanmalıydı. Kocası ölmeden önce bir ebeden hemşirelik eğitimi almıştı ve bu sayede bebek çiftçiliğini öğrenmişti.
Çocuklara güvenli, sevgi dolu bir yuva sağlayan evli ve saygın bir kadın izlenimi çizip, gazeteye ilan vermeye başladı. Hizmetleri karşılığında da tek seferlik ödeme istedi.
İlk zamanlar daha fazla para kazanabilmek için bebekleri aç bırakıyordu. Fakat sonra paranın tadı tatlı gelmiş olacak ki zamanla bebeklere kimyasal enjekte ederek bebekleri öldürdü.
1879 yılında ölümleri rapor etmek için gelen doktor, bebek ölümlerinin artmasından dolayı şüphelendi. Bu yüzden Amelia Dyer’i yetkililere şikayet etti. Fakat Dyer, cinayet cezası değil çocuk ihmali cezası aldı. Bu sebepten bir çalışma kampında 6 ay hapis cezası aldı.
Hapishanedeyken zihinsel dengesizlikler yaşadı. Çok ağır fiziksel işler yapıyordu. Bu yüzden 2 kez intihara teşebbüs etti. Depresyona girdi ve hatta hapishaneden çıktıktan uzun bir süre sonrasına kadar da depresyonda kaldı. Bu sebeple birkaç yıl akıl hastanesinde kaldı.
Amelia Dyer, akıl hastanesinden çıktıktan sora bebek çiftçiliği işine geri döndü. Dyer, bu kez daha dikkatli davranıyordu. Bakım için bırakılan bebekleri aileleri yeniden almaya gelirse onlara başka bebek veriyordu. Üstelik geçen sefer bebek ölümleri teşhis ediliyordu ve bu onun için bir hataydı. Bu defa bebekleri öldürdükten sonra ya beze sarıp gömüyor ya nehre atıyor ya da şehrin başka yerlerine saklıyordu. Ama genelde bebekleri boğup Thames Nehri’ne atıyordu. Bu sayede doktorlar bebekler doğdu mu öldü mü tespit edemiyordu.
Ölen bebeklerin sayısı haliyle gün geçtikçe arttı. Yerle bir polis bu olayla ilgili soruşturma başlattı. Fakat elinde kimseye karşı sağlam bir kanıt yoktu. Ayrıca Amelia Dyer, bu defa akıllı davranıyordu. Sık sık şehir değiştiriyor, sahte kimlik kullanıyordu. Ayrıca uzun yıllardır kullandığı alkol, yüzünde değişimlere sebep olmuştu.
Amelia Dyer bebek çiftçiliği kariyeri boyunca yaklaşık olarak 400 bebeği öldürdü. Bebek ölümlerinin artmasıyla protestolar başladı ve bu yüzden polis konuyu daha ciddi olarak ele aldı. 896 yılında Thames Nehri’nde ambalaj kağıdına sarılı ölü bir bebek bulundu. Bebeğin sarılı olduğu ambalajın köşesinde ‘Bayan Thomas’ yazılıydı ve bir adres vardı. Bu adres polisleri Amelia Dyer’in yaşadığı eve götürdü. Ev çürümüş insan eti kokuyordu. Polisler Dyer’i polis merkezine götürdüler. Amelia Dyer nihayet tüm suçlarını itiraf etti.
Amelia Dyer duruşma sırasında tüm suçunu itiraf etti ve mahkemenin ona dam cezası vermesi 5 dakikadan bile kısa sürdü. 10 Haziran 1896’da idam edildi.
Yorumlar
Gerçekten yok artık daha neler
İnsanlık tarihinin sayılı canilerinden olabilir
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız