Dunning-Kruger Etkisi, belli bir görev veya uzmanlık alanı konusunda az miktarda kabiliyet, uzmanlık veya deneyim sahibi kişilerin, o alandaki kabiliyet, uzmanlık veya deneyimlerini abartmaya olan eğilimleriyle tanımlanan bir bilişsel önyargıdır.
Dunning-Kruger Etkisi iki taraflıdır; yani bir alandaki gerçek uzmanlar da kendi deneyim ve kabiliyetlerini azımsamaya meyillidir. Bir diğer deyişle, bir konu hakkında gerçekten ortalamanın üzerinde bilgiye sahip veya gerçekten uzman olan kişiler, kendi bilgilerini küçümsemeye ve olduğundan az görmeye meyillidirler. Bu kişilerde daha yoğun olarak alçakgönüllülük, spesifik bir konudaki bilgilerinden (aslında doğru olmasına karşın) emin olmama, mütevazı tavırlar ve konu hakkındaki bilgi düzeylerini önemsememe gibi davranışlar görülür.
Bu etkiyi resmi olarak tanımlayan orijinal makale, 1999 senesinde Michigan Üniversitesi sosyal psikoloji profesörü David Alan Dunning ile New York Üniversitesi sosyal psikoloji profesörü Justin Kruger tarafından, Journal of Personality and Social Psychology dergisinde yayınlanmıştır. İkili, bu etkiyle ilgili yazdıkları makalede şu sonuca varmaktadırlar:
“Cahillerin/beceriksizlerin/yeteneksizlerin ölçüsüzlükleri kendileriyle ilgili algılarındaki hatalardan; yüksek bilgi düzeyine sahip, becerikli, yeteneklilerin ölçüsüzlüğü ise diğer insanlarla ilgili algılarındaki hatalardan kaynaklanmaktadır.”
Araştırmacılar ilginç bir olay üzerine bu konuyu incelemeye başladılar. 1995 yılında 44 yaşındaki McArthur Wheeler isimli şahıs, limon suyunun tuhaf olarak tanımladığı kimyası ile ilgili çok derin bilgilere sahip olduğu iddiasıyla, yüzünü limon suyuna buladı ve 2 bankayı üst üste soymaya kalktı. İddiasına göre, limon suyunun görünmez yazılar yazmakta kullanılabilmesini sağlayan "gizemli" kimyası sayesinde, kendisini de görünmez kılacak ve bankadaki kameralar onu kaydedemeyecekti. Bankaları soymayı başardı; ancak tabii ki kameralar sorunsuz bir şekilde kaydı yaptı ve aynı gün içerisinde polis, Wheeler'ı kolayca yakaladı. Bu ilginç girişimin sebebi, Wheeler'ın cahilliğiydi. Kimya ve muhtemelen genel kültür hakkında derin bir cehalete sahip olmasına rağmen, cahilliğinin farkında değildi ve kendini uzman görüyordu. Dolayısıyla bilgilerinin ortalamadan üstün olduğunu ve polisler ile teknolojiyi kandırabileceğini sandı.
Araştırma, Cornell Üniversitesi'nde deneklerle yapılan deneyler üzerine 1996'da yayınlandı. 1999'da, araştırma bir adım öteye götürülerek, gerçekten konu hakkında bilgili birinin, cahil birini azıcık eğitmesinden sonra, cahil kişinin kendi bilgisizliğini çok daha isabetli tespit edebildiği ortaya kondu. Daha sonradan 2003, 2006 ve 2008'de diğer uzmanlarca yapılan araştırmalarla bu etki doğrulandı ve daha derin detaylar ortaya çıkarıldı. Hatta 2008'de Ehrlinger, bu etkiyi farklı sebeplere bağlamaya çalışan bir araştırma yaptı; yani etkiyi doğrudan hedef alarak çürütmeye çalıştı. Ancak araştırmasının sonucu, Dunning ile Kruger'ın vardığı sonuçla birebir örtüşüyordu. Bu durum, etkinin geçerliliğini çok daha arttırdı.
Dunning-Kruger Etkisi Bize Ne Öğretir?
Dunning-Kruger Etkisi, belli bir konuda beceriksiz veya bilgisiz insanlarda görülen, "hayali (sanrılı) üstünlük hissi"ne verilen isim olarak da tanımlanabilir. Bu kişilerde, tipik olarak, beceriksiz/bilgisiz oldukları konulardaki becerileri/bilgileri sorulduğunda, gerçekte olandan çok daha yüksek olduğunu iddia ettikleri görülür. Yani bu kişiler, cehaletlerinden ötürü sahip oldukları cesaret nedeniyle, kendilerini aslında bilgisiz oldukları bir konunun uzmanı ilan edebilirler.
Dunning-Kruger Etkisi, genellikle üst-bilişsel yetenekler (metabiliş) yaklaşımıyla açıklanmaktadır. Bu yaklaşıma göre, kötü performans gösterenler, henüz iyi ve kötü performansları ayırt etme yeteneğini kazanmamışlardır. Kendi performansları ile başkalarının performansları arasındaki niteliksel farkı görmedikleri için, kendilerini abartma eğilimindedirler.
Dunning-Kruger Etkisi ile ilgili olarak anlaşılması gereken kritik bir nokta, Dunning-Kruger Etkisi'nin çoğu durumda başka insanlar için değil, kişinin kendisi için tanımlı olduğudur; zira herkes belli konularda amatör veya tamamen deneyimsizdir; ancak sırf YouTube videoları izledikleri için veya 1-2 kitap okudukları için veya daha önceden birkaç kez belli bir şeyi deneyimledikleri için o konuda uzman olduklarını varsayabilirler. Dunning-Kruger Etkisi'nin bize verdiği ana mesaj, kendimizi uzman sandığımız konularda muhtemelen deneyim ve becerilerimizi abarttığımızdır. Dolayısıyla Dunning-Kruger Etkisi, içe yönelik düşünceyi ve kişiyi "çuvaldızı kendisine batırmaya" teşvik eder.
Dunning-Kruger Etkisi'nin sağladığı önemli perspektiflerden bir diğeri de, belli bir konuda başkaları tarafından verilen kararların veya atılan adımların doğru kararlar olduğunu bilebilmek için gereken bilgi ve deneyim miktarının, o doğru kararı bizzat almak veya o doğru adımı atmak için gereken bilgi ve deneyim miktarıyla eşit olduğudur. Bir diğer deyişle bu etkinin temel sebebi, belli bir konudaki cehaletten ötürü kişide, o konu hakkında "gerçekten bilgili" veya "gerçekten yeterli" olma seviyesine dair güvenilir ve tarafsız bir algının var olmayışıdır. Yani bu kişiler, kendilerini belli bir konuda gerçekten yeterli saymak için ne kadar bilgiye sahip olmalarını gerektiğini bile bilmedikleri için, kısıtlı bilgilerine rağmen kendilerini o konuda uzman varsayarlar.
Kaynak: https://evrimagaci.org/dunningkruger-etkisi-nedir-neyi-bildigimizi-ve-neyi-bilmedigimizi-ne-kadar-biliyoruz-2799
Yorumlar
Cesaret bilmemenin verdiği olumlu tek özellik muhtemelen
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız