Timsahlar avlarını yedikten sonra sinüslerinde sıkışan hava sonucu gözyaşı dökerler. Bu gözyaşlarının acıyla bir ilgisi yoktur. Bu nedenle de bir şeye üzülmeyen ama üzülmüş gibi yapan insanlar için “Timsah gözyaşları döküyor” ifadesi kullanılır.
İngilizler Hindistan’ı işgal ettiklerinde kendi tekstil ürünlerini rakipsiz kılmak için Hint tekstil sanayisini ayakta tutan kırk bin ustanın parmaklarını kesmişlerdir. “Bulunmaz Hint kumaşı” deyimi buradan gelir.
Atların dizlerinde bir tür kilit mekanizması vardır. Bu sebeple ayakta uyurken hiç enerji sarf etmezler. Atlar öldüklerinde dizleri kitlenmiş haldeyse sırt üstü devrildiğinde bacakları havaya kalkmış halde dururlar. “Nalları dikmek” deyimi buradan gelir.
Eski konaklarda haremlik selamlık olduğu için birbirinden hoşlanan konak çalışanları bu dolabı çevirerek gizlice haberleşirlerdi. Günümüzde gizli işler yapmak anlamında kullanılan “dolap çevirmek” deyimi buradan gelir.
Eğer bir kurt sürüsü avlanamaz ve aç kalırsa hepsi bir araya toplanıp bir daire oluşturur ve içlerinden zayıf olanı belirlerler. Belirledikleri kurdu öldürerek onu yerler. “Kurtlar Sofrası” deyimi buradan gelir.
Osmanlıda esnafı denetleyen lonca teşkilatı vardı. Eğer bir ayakkabı imal edilirken özen gösterilmez ve çabuk yıpranırsa çarıkçılar kethüdası hemen cezayı verir. O esnafın pabuçlarını da dama atardı. Bugünkü gözden düşmek anlamındaki “Pabucu dama atılmak” deyimi buradan gelir.
Yorumlar
Hepsinin bir hikayesi var!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız