Eski inançlarda her şeyin ruhu var da dünyanın olmaz mı? Var tabii ki. Anima Mundi, saf semavi ruh ki antik filozoflarca doğanın her yanına nüfuz ettiği öne sürülmüştür.
Dünyanın ruhu fikrinin Eflatun ile ortaya çıktığı söylenir. Fakat kavramın kökeninin daha eskilere dayandığı ve bazı doğulu filozofların sistemlerinde egemen olduğu ortaya konmuştur. Stoacılara göre Anima Mundi, evrendeki tek önemli, hayati güçtür.
Benzer kavramlara Paracelsus gibi hermetik filozoflar ve daha sonra Friedrich Schelling de sahip olmuştur.
Anima Mundi, Latince ’deki iki sözcükten oluşturulmuştur ve ‘Dünya Canı’ anlamına gelmektedir. Okült terminolojinin bir terimi olan Anima Mundi, Dünya gezegeninin tümüyle bir canlı varlık olduğu kavramını dile getirmek üzere “Dünya canı” anlamında kullanılır.
Simyacı Basilius Valentinus’un “Dünya ölü bir vücuttan ibaret değildir” sözüyle belirttiği Anima Mundi kavramı Okültistlerin ardından Teozoflar’ca da kabul görmüştür.
Anima Mundi kavramını kabul eden görüşe göre, insan bedeninde olduğu gibi, Anima Mundi’nin bedeninde de sinir sistemi, dolaşım sistemleri, solunum sistemi ve çakralar mevcuttur. Anima Mundi’nin, insan varlığında olduğu gibi, ruh, süptil beden ve maddi beden olarak, üçlü bir yapıya sahip olduğu kabul edilir.
Kaynak: https://www.gizliilimler.org/Anima-Mundi--k1-D.ue.nyanin-Ruhu-k2-.htm
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız