Doğu Slavları tarafından Türk-Moğol geleneğinden ödünç alınan bogatyr şövalyelerinden birisi olan Alyoşa Popoviç, düzenbaz ama çok güçlü bir savaşçıdır.
Diğer bogatyr arkadaşları ile birlikte Prens Vladimir’e hizmet eder ve Kiev Rus Prensliğinin sınırlarını düşmanlara ve canavarlara karşı korur.
Efsaneye göre Alyoşa Popoviç, gürleyen göğün altında doğar. Ertesi gün atın eğerine atlar, kazanmak ve övünmek için yola çıkar. Bir başka söylenceye göre de bir haftalık bebekken 1 yaşında gibi görünen kahraman, büyüdüğünde babasından şansını savaş meydanında denemek için izin ister. Babası oğlunun yanına Maryshko Parnov’u da uşak olarak verir ve gitmesine izin verir. İkisi de prens Vladimir’in hizmetine girerler.
Alyoşa Popoviç ve uşağı Yekim, Kiev’de prens Vladimir ile bir ziyafeti katılır. Ziyafette prens yanına oturmasını istese de Alyoşa Popoviç, bu onura layık olmadığını söyleyerek hiyerarşinin en altına ayrılan yer sobanın yanına oturur.
Ziyafete çirkin ve devasa Moğol Hanı Tugarin, Vladimir ve karısının yanına oturur. Bu durumu prense hakaret olarak gören Alyoşa duruma içerler ve yaratığa sürekli hakaret eder. Bunun üzerine Tugarin bu cahil köylünün kim olduğunu sorar. Aleşa’nın savaşı olduğunu öğrenince Tugarin, Alyoşa’ya uzun bir kama fırlatır. Uşak Yekim bıçağı havada eliyle yakalar. İyice öfkelenen Tugarin masyaı iter ve kahramanı dövüşe çağırır.
Dövüş açık alandadır. Düelloya Alyoşa Popoviç hacı kılığında katılır. Tugarin ise bir ata takılmış kağıttan kanatlarla uçarak gelir. Bunu gören Alyoşa, tanrıya yağmur yağdırması için dua eder. Duası kabul olur ve yağmur yağar. Kanatlar ıslanınca uçamayan Tugarin’i yenen kahraman, düşmanını mızrağa geçirerek hediye olarak Vladimir’in sarayına gönderir.
Kaynak: Özhan Öztürk- Dünya Mitolojisi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız