İstanbul’un “Galata” semtinde bulunan ve İstanbul’un şehir sembollerinden biri haline gelmiş olan bir kuledir. Konumu dolayısıyla, İstanbul boğazı, haliç ve şehrin birçok yeri panoramik olarak buradan izlenebilir. Yerli yabancı herkesin ilgisini çekmeyi başarabilmiş bir yapıdır. Peki ama öyküsü nedir?
Tam yapıldığı tarihe dair bir bilgi yoktur. Kaynaklarda M.S. 500’lü yıllarda dönemin Bizans İmparatoru Anastasius tarafından “Fener Kulesi” olarak yaptırıldığı geçer. Aslında surlarla birlikte yapılmıştır. Zamanla surlar yıkılmıştır. Galata Kulesi günümüze kadar ulaşabilmiştir.
Galata Kulesi ilk darbesini 4.Haçlı Seferi sırasında almıştır. Bu darbe sonucunda büyük tahribatlar oluşmuş. 14.yüzyılda Galata'ya Cenevizliler yerleşmiş ve galata surlarına ek olarak yığma taşlarla yeniden inşa etmişlerdir. Galata Kulesi şehrin en yüksek binası olmuş ve İsa Kulesi adını almıştır.
1453’te İstanbul fethedilince kule Osmanlıya geçmiştir. Farklı dönemlerde farklı amaçlar için kullanılmaya başlanmıştır. 1509 yılında ‘Küçük Kıyamet’ olarak adlandırılan bir deprem görmüştür. İkinci büyük darbesi bu deprem olmuştur ve büyük zarar görmüştür. Dönemin en ünlü Osmanlı Mimarı Hayrettin tarafından onarılmıştır.
Galata Kulesi, her hükümdar döneminde başka bir amaç için kullanılmıştır. Kanuni döneminde Kasımpaşa Tersanelerinde çalışan Hristiyan savaş esirlerinin tutulduğu bir zindan olarak kullanılmıştır. Daha sonrasında III. Murat buraya bir rasathane kurdurtmuştur. Ama halkın tepkileri üzerine “Yıldızlarla uğraşmakta hayır yoktur.” diyerek kuleyi kapatmıştır. 17. Yüzyılda Avrupa’da bile dillere destan olan Hazerfen Ahmet Çelebi o tarihi uçuşu gerçekleştirmiştir.
18.yüzyıla gelince bitmek tükenmek bilmeyen İstanbul Yangınlarına karşı gözetleme kulesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Fakat gelin görün ki Galata Kulesi de bu yangınlardan nasibini almıştır. Onarılan kule bir kere daha yangına maruz kalmıştır.
Yeniden onarılan kulenin derdi biter mi? Bitmez. 1875 yılında çıkan bir fırtınada çatısı devrilmiştir ve yine onarılmıştır. En son Cumhuriyet döneminde 1964 yılında restorasyon ve onarım çalışması yapılarak 1967 yılında kullanıma açılmıştır.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız