Orta yaşlarda bir adam, nakit işlemle Seattle’a tek yönlü bir uçak bileti aldı ve o uçaktan inmesiyle kayıplara karıştı. Gerçek anlamda kayıplara karıştı ve 1971 yılından beri hala izine rastlanmadı.

24 Kasım 1971’de takım elbisesi ve siyah çantasıyla, ABD Portland Uluslararası Havalimanı’na giderek Seattle’a tek yönlü bir uçak bileti aldı. Bileti nakit para ile alan adam isminin ‘Dan Cooper’ olduğunu söyledi. Boeing 727 tipi uçakta 18C numaralı koltuğundaki yerini aldı.

FBI D.B. Cooper davasını hala çözemedi ama Boeing; D.B. Cooper ve Richard Floyd McCoy’un uçaktan kaçış suçundan sonra 727 tipi uçaklarının arka kapısına bir pim ekledi. Bu pim sayesinde uçak hareket halindeyken kapı açılmayacaktı. Hatta bu pimin ismine de ‘Cooper’ ismi verildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: https://www.webtekno.com/hava-korsani-db-cooper-h109190.html

Uçak tam saatinde kalkışa geçti. Cooper, hosteslerden birine bir not kağıdı uzattı. Hostes Cooper’ın kendisine asılmak amaçlı bir not yazdığını düşündüğü için ilgilenmedi. Cooper bu durumu görünce hostese yeniden “Hanımefendi nota baksanız iyi olur; yanımda bomba var.” dedi.

Hostesteki azıcık telaşlanmayı fark eden Cooper, çantasındaki bombayı hostese göstererek notu pilota iletmesini istedi. Hostes, notu derhal pilota götürdü.

Cooper’ın yazdığı notta şunlar yazıyordu: “Hepsi 20 dolarlık banknotlardan oluşan 200 bin dolar istiyorum. Ayrıca iki ön ve iki arka olmak üzere de dört paraşütü unutmayın. Oyun oynamaya kalkarsanız, gerekeni yaparım. Seattle’a iniş yapın ve yolcuları indirin. Uçağı tekrar havalandırın, Mexico City’e doğru gideceğiz. Parayı Seattle’da teslim alacağım.”

Pilot notu okuduktan sonra, gereğinin yapılacağını söyledi. Uçak Seattle’a iniş yaptı ve yolcular tahliye edildi. Cooper talep ettiği fidye parasını aldı ve uçak Mexico City’e doğru tekrar havalandı.

Uçak Mexico City için havalandıktan kısa süre sonra, hosteslerin verdikleri ifadelere göre, D.B. Cooper siyah uçuş gözlüklerini taktı. Uçağın arka kısmına doğru ilerlemeye başladı. Hostesler tam o anda bir hava akımı hissettiklerini ifadelerinde belirttiler. O hava akımı hissettikleri anda, uçağın arkasına baktıklarında; Arka kapının açık olduğunu ve Cooper’ın ardında sadece bir kravat bırakarak uçaktan atladığını gördüler.

Seattle ve Reno arasında bir yerde uçaktan atlayan D.B. Cooper’ın izine bir daha rastlanmadı. Uçakta kendinden geriye bıraktığı tek şey olan kravatı üzerinde FBI, DNA taraması yaptı. Fakat hiçbir sonuç elde edilemedi.

Cooper’a verilen fidye paralarının seri numaraları tüm ABD’de yankılandı. Olaydan 9 yıl sonra küçük bir çocuğun Kolumbiya Nehri kıyısında bulduğu paralar, D.B. Cooper’a verilen fidye parasının seri numaraları ile eşleşiyordu.

Asıl enteresan olan şuydu ki olaydan bir yıl sonra, yani 1972’den itibaren FBI, The New York Times ve Washington Post gibi gazetelere D.B. Cooper olduğu iddialarında bulunulan mektuplar geliyordu. Bu iddialar kapsamında 800 kişi şüpheli listesine alındı. Soruşturmaların ardından geriye 24 kişi kalıyor. Hiçbir zaman doğrulanmasa da en olası iki şüpheliden bahsedelim.

FBI’IN DA FAVORİ ŞÜPHELİSİ: RICHARD FLOYD MCCOY

Cooper gibi hava korsanı olan Richard Floyd McCoy, Cooper olayından 5 ay sonra hava korsancılığı suçlamasıyla tutuklandı. Olayı işleyiş şekli Cooper’ınkine fazlasıyla benziyordu.

McCoy, hostese bombadan bahsettiği bir not uzatmıştı. Pilottan fidye ve 4 paraşüt talebinde bulunmuştu. Fidyeyi aldıktan sonra da uçağın arka kapısından atlayarak kaçmıştı. Bu benzerliklere bakarak FBI, McCoy ve Cooper’ın aynı kişi olduğunu düşündü. Kaçırdığı uçak suçundan 45 yıl hapis cezası alsa da D.B. Cooper olduğunu asla kabul etmedi.

ÖLMEDEN HEMEN ÖNCE İTİRAFI: DUANA WEBER

Ölmeden hemen önce eşi Jo Weber’a, “İtiraf etmem gereken bir sırrım var. Ben Aslında Dan Cooper’ım.” demiştir. Eşinin bu itirafının gerçek olduğunu düşünüyordu. Çünkü geçerli sebepleri vardı. Bu geçerli sebepler şöyleydi;

Duana Weber, uçaktan atladığı için dizini incitmişti. Bazen de uykusunda ‘Uçakta parmak izi bırakmış olabilirim’ gibi cümleler kuruyordu. Ayrıca eşinin 24 Kasım 1971 tarihli bir Seattle uçak biletinin evde hala sakladığını ama eşinin bu bileti neden aldığını hiçbir zaman anlayamadığını söylüyordu.

FBI da McCoy’un hikayesinin D.B. Cooper ile uyuştuğunu, fiziksel görüntüsünün çizilen robot resimle birebir benzediğini onaylıyor. Yine de tam olarak kesinleştirememişlerdir. Bunun sebebi de binlerde gelen “Ben D.B. Cooper’ım” itirafıdır.

FBI’ın kendi açıklamasına göre D.B. Cooper en zorlandıkları vakalar arasındadır. 2007 yılında Cooper davasını Larry Carr isimli bir FBI ajanı devraldı. Carr’ın şöyle bir açıklaması oldu:

“Bugüne kadar D.B. Cooper’ın uçaktan atladıktan sonra yaşadığını, bir yerlere kaçmış olabileceğini düşündük. Cooper uçaktan atladığı zaman hava artık kararmıştı ve yağmur yağıyordu. Hiçbir tecrübeli paraşütçü, o kadar hızla giden bir uçakta yağmur yağarken rüzgarı karşısına alıp atlamaz. Ayrıca Cooper’ın iniş yapmaso gereken yer tamamen ağaçlıktı ve bildiğimiz kadarıyla gece görüşü gözlüğüne de sahip değildi. Bana kalırsa Cooper, atladıktan hemen sonra öldü ve ormanlık alan olduğu için cesedi hiçbir zaman bulunamadı.”