Kehanet, Mezopotamya’da insan ile Tanrılar arasında bilinmeyene ulaşmak için gizemli bir yöntem olarak kullanılırdı. Tanrılar yeryüzünde insanlara pek çok işaret göndermiş ve bu işaretler şifreler ile donanmıştır. Şifreleri çözme çabası Sümerler döneminde başlamış ancak yazılı kaynaklara geçirilmemiştir. Yazılı kaynaklarda kehanetlerin en erken örnekleri Asur Medeniyeti ile başlamıştır.
Gönderilen şifreler kimi zaman hastalıklı doğmuş bir hayvan, kimi zaman göksel anormallikler kimi zamanda doğal afetler ve rüyalardır. Kahin bir hayvanın iç organlarını, özellikle karaciğeri üzerinde incelemelerde bulunur. Karaciğerin vücudun ve ruhun merkezi olduğuna inanılırdı. Hastalıklı ruhların ilk belirtisi karaciğerde etkisini gösterirdi.
İnsan ya da hayvan yavrusundaki anormallikler Tanrı’nın geleceğe yönelik gönderdiği mesaj olarak kabul edilir. Asur Kütüphanesi’nde kusurlu doğum olarak nitelenen 24 vaka kayıt altına alınmıştır. ‘Bâru’ denilen kahinler tarafından doğum kayıt altına alındıktan sonra ‘Arındırma Ayini’ yapılır.
İnanışa göre ne yazık ki kadınlar doğurdukları evlatlar üzerinden kehanet konusu olmuştur. Eğer ki: '‘Kadın, kulaksız bir çocuk dünyaya getirirse, ülkede kıtlık olacak.”
“Bebeğin sol tarafında iki kulağı varsa kralın bir hükmü kalmayacak.”
Gerçekten bu kadar önemli mi gelecekte ne olacağını bilmek? Peki siz gelecekte neler olacağını bilmek ister miydiniz?
Kaynak: mitologoscom
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız