White Star şirketi, 1911 senesinde transatlantik yolcuları için hizmet verecek üç lüks yolcu gemisini duyurmuştu. Bunlar Titanic, Olympic ve Britannic isimli eşsiz güzellikte üç gemiydi. Bu üç yolcu gemisinin bir ortak özelliği de ne yazık ki üçünün de sefer sırasında batmasıydı. Peki, işin ilginç olan kısmı neydi dersiniz? Bu üç gemide de görevli olan ve her birinden sağ kurtulmayı başaran “Bayan Batmaz” lakaplı Violet Jessop’un ta kendisi! Violet Jessop, ilk olarak denizde beşinci seferini gerçekleştirecek olan Olympic için işe alındı. Olympic, bir İngiliz savaş gemisi olan HMS Hawke ile çarpıştı. Jessop, bu çarpışmadan yara almadan kurtuldu. Tabii, bu kez de işsiz kalmıştı ve rotayı bu kez de Olympic’in kardeş gemisi olan Titanic’e çevirdi.
“Batmayan Gemi” lakaplı Titanic, ilk yolculuğunda bir buzdağına çarpmış ve bu çarpmanın etkisiyle beraber denizin dibine gömülmüştü. Jessop, çarpışmanın ardından çok sayıda kadın ve çocuğu cankurtaran botlarına bindirmiş ve kendisi de bir bota binmeden evvel bir sürü insanın hayatını kurtarmıştı. Hatta Carpathia gemisinden yardım gelene kadar bir yabancının bebeğini kollarının arasında tutmuş ve onu soğuktan korumuştu.
Yaşanan bu elim kazanın ardından Jessop yine sağ salim kurtuldu. Ve nihayet kendisini White Star filosunun üçüncü gemisi olan Britannic’te buldu. Bu kez görevi Birinci Dünya Savaşı’nın savaş hemşirelerinden biri olarak binmişti Britannic’e. Bu ticari gemi, İngiliz ordusu tarafından bir “deniz hastanesi” olarak kullanılıyordu; en azından bir Alman denizaltısı tarafından vuruluncaya kadar… Gemi patlarken içinde Jessop dahil, en az bin kişi vardı. Tabii, patlamanın etkisiyle birlikte gemi kısa süre içerisinde battı ve 30 kişi hayatını kaybetti. Jessop bu patlamadan da sağ çıkmayı başarmış ve yara bile almadan kurtulmuştu.
Şimdi, aynı durumda kendinizin olduğunu düşünün. Bunca felaketin ardından sıradan bir insanın bir daha denizlere ayak basmaması gerekir, öyle değil mi? Evet dediğinizi duyar gibiyiz. Ama emin olun, Violet Jessop o insanlardan biri değildi ve ömrünün geri kalan 42 senesi boyunca denizlerden bir an olsun uzak durmadı. Kariyerine su üstünde devam edip vakti gelince emekli oldu.
Böyle fantastik bir hayatta kalma hikayesi de Mitsubishi Heavy Industries çalışanı, Japon mühendis Tsutomu Yamaguchi’ye ait. Kendisi Hiroshima ve Nagasaki’den üçer gün arayla sağ kalmayı başardı. Yaklaşık üç aylık bir iş gezisi için Hiroshima’da bulunan Yamaguchi, gezinin bitimine gelindiğinde evine ve ailesine dönmek üzere hazırlanmaktaydı. Sahada geçen son gününde, tersaneden başını kaldırıp gökyüzüne baktı ve Hiroshima semalarının devasa bir alev topuna döndüğünü fark etti. Hatırladığı son şey, bu kızıl gökyüzüydü ve ardından patlama gerçekleşti. Patlama yüzünü ve kollarını yakmış, kulak zarını patlatmıştı.
Bir şekilde ertesi gün Nagasaki’ye doğru yola çıkmayı başardı Yamaguchi. Nagasaki Hastanesi’nde tedavi görüp yeniden işe geri döndü ve iş yerinde patronuyla Hiroshima’da yaşananlar hakkında hararetli bir tartışmaya tutuştuğu sırada ikinci patlamayla yüz yüze geldi. Kötü bir şekilde yanmıştı, büyük miktarda radyasyona da maruz kalmıştı; evi yıkılmış, yaşadığı yer harabeye dönmüştü. Ancak karısı ve çocukları hayattaydı, kendisi de bir şekilde atom bombalarından sağ kurtulmayı başarmıştı.
Kaynak: 1
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız