Atina’da varlıklı bir ailede dünyaya gelen Agnodice'nin İskenderiye’ye tıp eğitimi almak için gittiği gün hayatı tamamen değişti. Pek çok kadavra üzerinde incelemeler yapma fırsatı bulduğu çalışmalarda özellikle kadın anatomisine merak sarmıştır. Tıp eğitimini tamamladıktan sonra Atina’ya döndü fakat bir sorun vardı. Kadınların doktor olması yasaktı.
Yasağı öğrenince gözyaşlarına boğulan Agnodice, gözyaşlarıyla birlikte saçlarını kazıdı. Bir kadın olarak yoktu ama belki erkek kılığında bir şansı olabilir miydi?
Doğduğu topraklar ile özlem gidermek için sokakta dolaştığı bir gün korkunç bir çığlık duydu. Bir kadın sancılar içinde acı çekmektedir. Hemen kadının yardımına koşar ama kadın onun bir erkek olduğunu düşünerek yardımı önce kabul etmez. Agnodice kadın olduğunu söyleyince doğum gerçekleşir. Zamanla kulaktan kulağa bir kadın doktorun varlığı duyulur.
Tabii rakip olan erkekler bu durumdan rahatsız olurlar. E tabii yasak da var. Şikayetler ses getirir ve Agnodice halk mahkemesine çıkarılır. Karar üzücüdür. Çünkü Agnodice idama mahkum edilir. Ama Atina sokaklarında önü alınamayan bir hareket başlar. Kadınlar isyan eder. Yargıç grubu isyanı ilk etapta ciddiye almaz.
Ama kadınlar ve inadı düşünülürse tabii ki kadınlar, doktorları serbest kalana kadar geri adım atmaz. Mahkeme daha da geç olmadan kararını açıklar. Agnodice kadınlara yaptığı yardımlar konusunda suçsuzdur. Artık kadınlar da doktorluk yapabilir.
Kaynak: mitologoscom
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız