Roma’yı ünlü arenasını ve gladyatörlerini bilmeyen yoktur. Hepimiz romantik komedi dizilerinde en az bir kere Roma Arena’sını gördük. E zaten gladyatörlerin çok ünlü isimlerle filmleri yapıldı, hepimiz defalarca izledik. E bugün hala ayakta olmasının etkisi altında gladyatörlere olan ilgi hala oldukça büyük denilebilir.
Yapılan yeni arkeolojik çalışmalar, gladyatör dövüşlerinin herkese açık, öldürmek için oynanan kanlı oyunlar değil, ustaca eğitilmiş sporcular tarafından oynanan ve koreografisi seyircilerde maksimum gerilimi yaratacak şekilde kurgulanan gösteriler olduğunu ortaya çıkardı. E gösterileri ve sporları hepimiz biliriz ki öncesinde büyük hazırlıklar ve provalar gerektirir. Tabii ki Roma gladyatörleri de arenaya çıkmadan önce fiziksel bir diyet ve arena kurallarının da içinde yer aldığı eğitim alıyorlardı.
Roma İmparatorluğu’nun ilk günlerinde gladyatörler; köleleştirilmiş insanlar, suçlular veya arenaya zincirlerle getirilen savaş esirlerinden oluşuyordu. Fakat MS 1. yüzyılda, gladyatör olmak kazançlı bir iş haline geldi ve bazı edebi kaynaklara göre bazıları için bir kariyer seçimi bile olmaya başladı.
Özgür doğmuş bazı istekli dövüşçüler yoksulluktan kurtulmak veya borçlarını ödemek için haklarından vazgeçip köle sınıfına girerek gladyatör oluyorlardı. Gladyatörlerin bazıları ise gladyatör olarak hizmet etmeye mahkûm edilmiş suçlulardı. Bu, bir gün tekrar özgür olma şansı olduğu için idamdan daha hafif bir cezaydı. Fakat çoğunluğu profesyoneller oluşturuyordu ve bazılarının onları ringin dışında bekleyen aileleri bile vardı.
Yine de tüm gladyatörler, seks işçileri ve aktörlerle birlikte, antik Roma’nın katı hiyerarşik toplumunun en altında yer alıyor ve yasalarda insan değil mal olarak kabul ediliyorlardı.
Gladyatörlerin her biri, armatura denen, antik Roma’nın “sosyal medya kişiliği” de denebilecek kendi özel dövüş stiline sahipti. Karşılaşmaların heyecan verici olmasını sağlamak için uzmanlıklarına, yeteneklerine ve deneyimlerine göre zayıf ve güçlü yönleri birbirlerine denk gelecek şekilde eşleştiriliyorlardı.
Örneğin, yalnızca bir ağ, trident ve küçük bir bıçakla donanmış ve retiarius olarak bilinen çevik, neredeyse çıplak bir savaşçı, 45 kilodan fazla koruyucu ekipman giyen hantal bir murmillo savaşçısına karşı karşıya gelebilirdi. Thraex’in kendine özgü tepeli bronzları ve kavisli bir kılıcı vardı, secutor’lar ise sadece iki göz deliği olan bir miğfer takıyorlardı ve Roma lejyoner askerleri tarafından kullanılanlara benzeyen bir kalkan ve kılıç taşıyorlardı.
Her maçta görülen bu favorilerin yanında izleyiciler her zaman sürprizleri severdi. Edebi kaynaklar ve mezar taşları, klasik programa heyecan katmak adına eklenen daha egzotik gladyatör gruplarından bahseder. Bu grupların bazıları, atların çektiği savaş arabasıyla arenada gürleyen essedariuslar, retiarius’un ağını kesmek için mükemmel olan, kavisli, yarım ay şeklinde bir bıçak kullanan scissorlar ve düşmanını tuzağa düşürmek için uzun bir kement kullanan laqueariuslardır.
İki dövüş stili arasında geçiş yapabilmek, bunu yapabilen gladyatörlerin mezar taşlarına yazılacak kadar önemliydi.
Profesyonel dövüşçülerin profesyonel eğitime ihtiyaçları vardı. Araştırmacılar, Roma İmparatorluğu’nun çeşitli yerlerinde yılda birkaç kez gerçekleşen karşılaşmalar için gladyatörlerin yıl boyunca eğitildikleri düzinelerce gladyatör okuluna dair kanıtlar buldular. Roma’daki Kolezyum’un yanındaki bir gladyatör eğitim kompleksi en az dört tesise sahipti ve bir tünelle Kolezyum’un alt katlarına bağlanıyordu. Tesiste ayrıca bir tıbbi tesis, setler ve aksesuarlar için depolar ve yaralanan dövüşçüler için bir rehabilitasyon merkezi de bulunuyordu.
Roma tesislerinden birindeki seyirci alanı, antrenmanların da başlı başına halkın ilgisini çekmiş olabileceğini gösteriyor. Dövüşçüleri bizzat kontrol etmek isteyen kumarbazlar ya da favori gladyatörlerinin dalgalanan, şişkin kaslarını izlemek isteyen fanlar, antrenmanları izlemek için para ödemiş bile olabilirler.
Gladyatör kışlalarını işletmek pahalıydı ve çoğu imparatora ya da zengin Romalılara aitti. Lanistae denen ve genel olarak arenada özgürlüğünü kazanan eski gladyatörlerden oluşan menajerlerce yönetilen bu kışlalarda farklı alanlardan uzmanlar çalıştırılıyordu. Çalışanlar arasında dövüşçülere en iyi tıbbi bakımı sağlamakla görevli doktorlar, antrenmanlardan sonra gladyatörleri yağlamaktan ve onlara masaj yapmaktan sorumlu unctoreler, aşçılar ve zırh yapımcıları vardı.
Arenadaki cesur performanslar, gladyatörleri popüler kahramanlara dönüştürebilir ve hatta mahkumlara özgürlüklerini kazandırabilirdi. Bunun yanında gladyatörlerin temsil ettiği çelişki -düşük statülü ve muhtemelen köleleştirilmiş fakat yine de popüler oluşları- insanların onlara olan hayranlığına katkıda bulunmuş olabilir zira onları izlemek ve onlara yaklaşmak, kurallara bağlı Romalılara yasaklı olanın heyecanını yaşatıyordu.
Sanat tarihçisi Katherine Welch, gladyatörleri “seksi rock yıldızlarına” benzetiyor. Her ne kadar Romalı yazarlar gladyatörlere bayılan zengin kadınlara gözlerini devirmişseler de bu durum bütün Roma’ya yayılmış gibi görünüyor. Örneğin Trak Celadus’u ele alalım; Hayranlık uyandıran bir duvar yazısına göre, kendisi üç galibiyet almış ve Pompeii’ye yeni gelmişti. Kadınlar onu gördüğünde “ah çekiyordu.” Ya da Trident kullanan Crescens, “geceleri kızlara ağ atan” olarak anılıyordu.
Çoğu gladyatör ölümüne savaşmazdı. Öyle ki uzmanlar arenaya çıkan her on gladyatörden dokuzunun hayatta kaldığını tahmin ediyorlar. Bununla birlikte, eğer gösteriyi organize eden sponsor öyle isterse, zaman zaman ölüm kaçınılmaz olabiliyordu. Eğer kaybedenin canı bağışlanmayacaksa kazananın, genellikle boyundan kalbe doğru hızlı bir şekilde, son darbeyi indirmesi bekleniyordu. Özellikle kanlı bir maçın sonunda her iki taraf da yeterince yetenekli değilse, ağır bir çekiç taşıyan maskeli bir cellat ölümcül darbeleri indirmek için hazırda oluyordu.
İskoçya’daki St. Andrews Üniversitesi’nden arkeolog John Coulston, gladyatörleri öldürmenin hızlı ve temiz bir şekilde yapıldığını ve bunun mümkün olan en acısız ve ölümcül şekilde yapılmasının gladyatörler arasında profesyonel bir nezaket olduğunu söylüyor.
Bu arenalarda kadın gladyatörler de olduğunu biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız hemen öğrenin!
Kaynak: https://arkeofili.com/romali-gladyatorler-dovuslere-nasil-hazirlaniyordu/
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız