Mor Şmuel (Mor: “efendim/büyüğüm” anlamında, aziz isimleri için kullanılır), münzevi bir hayat sürmek için Kartmin köyüne gelir. Yıllarca kader birliği yapacağı Şemun ile tanışma hikayesi de Kartmin’de başlar. Şemun çaresiz bir hastalığa yakalanmıştır. Mor Şmuel oğlanı iyileştirir. Hayatını kurtarması karşılığında Şemun, Mor Şmuel’in öğrencisi olarak kalır. Öğretmen ve öğrencisi manastırlarını kurmak için yola çıkarlar. Gece Şemun’a bir melek görünür. Melek ile birlikte manastırın temelini üç taş ile inşa eder. Rüyasını öğretmenine anlattığında manastırlarını nereye kuracaklarına karar vermiş olurlar. Anlatılarda geçen bir pagan tapınağı üzerine 397 yılında inşa edilen manastır kurucularının adı ile anılır.
Günümüzde Mor Gabriel ismi ile anılmasının sebebi ise; Gabriel’in Turabdin Metropoliti görevi sırasındaki hizmetleridir. 7. yüzyılda bölgedeki Arap istilaları sırasında manastırın geleceğini belirleyen siyasi ilişkileri belirlemesidir. Hatta manastırın iç işlerinde bağımsız olacağının teminatı olarak 644 yılında halife tarafından bir ferman alındığı aktarılmaktadır. Bölgenin bu dönemi çok fazla zarar görmeden geçirmesi Mor Gabriel’in bu dönemdeki başarılı idaresi ile Arap liderlerle kurduğu iyi ilişkilere bağlanmaktadır.
Manastırın bir yapı kompleksi haline gelmesinde Roma ve Bizans dönemi yöneticilerinin rolü yadsınamaz. Manastır hakkında tutulan Kartmin Üçlüsü kayıtlarında Arcadius, Honorius, Anastasius ve II. Theodosius’un maddi destek sağladığı aktarılmaktadır. İmparator II. Theosodius döneminde: Meryem Ana Kilisesi, Azizler Evi, Şehitler Evi, Elçiler Evi ve Kırk Şehitler Mabedi inşa ettirilir.
Kuruluş anlatılarından kaynaklı ‘Şifa Yurdu’ olduğuna inanılan manastırda azizleri ziyaret eden hastaların iyileşerek geri döndüklerine inanılır. Günümüzde Süryani cemaati Azizler Evi’nden bereket almak, dini görevlerini yerine getirmek, şifa bulmak için ziyaretlerde bulunmaktadır.
Kaynak: mitologoscom
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız