İstanbul'un yaşayan en yaşlı anıtı sayılan ve halk arasında "Dikilitaş" diye bilinen I. Theodosius anıtının rölyefi kaidesini Bizanslılar, sütunu ise, yekpare pembe granitten Mısırlılar yapmıştı. Bu anıt, Aşağı Mısır'da Karnak tapınağının önüne, M.Ö.1500 yılında bir zafer anıtı olarak III. Tutmosis adına dikilmişti. İmparator II. Konstantin (337-361) bu taşı İstanbul'a getirmek için yerinden indirtmiş, ama ani ölümü ile bu girişimi yarıda kalmıştı. Orada 30 yıl kadar yerde yatan dikilitaş, İstanbul'u yeni baştan imar eden I.Theodosius (379-395) tarafından İstanbul'a getirtildi. Theodosius kaidesini de hazırlatmıştı, fakat yerine dikmeye ömrü yetmedi. Sonunda, bir süre daha yerde kalan taşı ayağa kaldırmak, M.S.400 yılında, İstanbul valisi olan Proclus'a kısmet oldu.
19 metre yükseklikteki Dikilitaş'ın tepesi de küçük bir piramit şeklindeydi ve bu piramitin tepesinde de tunçtan bir küre bulunuyordu. Bu küre, 865 yılındaki depremde düşmüş ve kayboldu. Bizanslılar, dört tarafı hiyegrolif yazılarla bezenmiş bu sütuna mistik, gizemli anlamlar yüklemişler; onları "bir çeşit tılsım" olarak kabul etmişlerdi. Bunun nedeni, yazıların ne ifade ettiğini anlayamamış olmalarıydı.
Ancak 1823 yılında okunabilen bu yazılarda özet olarak şunlar yazılıydı:
"Servete, şiddete ve maharete sahip, güneşteki altın renkleri dünyaya yayan Tanrı Amon sayesinde bu vasıfları kazanan on sekizinci sülaleden III. Tutmosis, Tanrı Amon'a şükran borcunu ödemek için hediyesini takdim eder. III. Tutmosis, denizleri aşarak iki nehir arasındaki memleketleri zaptetti. Saltanatının otuzuncu senesinde de bu anıtı dikti ..."
İlk devir Bizans plastik sanatı örneklerinden olan Dikilitaş'ın kaidesinde iki kitabe yer alıyor. Yunanca ve Latince olarak iki ayrı dilde yazılan bu kitabeler birbirinden farklı bilgiler içeriyor. Sultanahmet Camii yönündeki Latince kitabe, diğerine göre daha uzun ve daha ayrıntılı yazılmış. Kitabenin bir başka özelliği ise, anıtın seyircilere hitap etmesi:
"Önceleri direnmiştim, fakat yüce efendimizin emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer çelengini taşımam gerekti. Her şey Theodosius ve onun kesintisiz sülalesine boyun eğiyor, bana da galip geldiler ve reis Procius'un idaresi altında, 32 günde yükselmeye mecbur oldum..."
Yorumlar
Güzel bir hediye
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız