Antik Mısır’ın sanatçıları ve heykeltıraşları, hepimizin tanıdığı isimler olmayabilirler ancak bir kadın firavunun tapınağı hakkındaki yeni çalışma, onların da Rönesans Dönemi meslektaşları ile fazlasıyla ortak noktalarının bulunduğunu gösteriyor. Heykeltıraşlar yalnız çalışan sanatçılar olmak yerine keski kullanan acemiler ile diğer asistanlardan oluşan büyük bir ekibi yöneten yetenekli ustalarla takım halinde çalışıyorlardı.
Varşova Üniversitesi’nden Arkeolog Anastasiia Stupko-Lubczynska ve meslektaşları, antik tapınakları süslemek için yapılan çalışmaları daha iyi anlamak amacıyla MÖ 1478 ile MÖ 1458 yılları arasında hükümdarlık yapan ve Mısır’ın birkaç kadın firavunundan biri olan Hatşepsut’un tapınağı üzerinde çalıştılar. Eni 105 metre, boyu ise 273 metre olan Hatşepsut Tapınağı yaklaşık 3.500 yıl önce Deir el-Bahari’de, yani günümüz Luksor’unda inşa edilmişti.
Tapınağın arka kısmında yer alan ve “Hatşepsut Şapeli” olarak adlandırılan 70 metrekarelik bir odada 13 metre uzunluğundaki iki duvara, oturan Hatşepsut’a adaklar -buğday demetleri, kuş sepetleri ve başka birçok ilgi çekici şey- taşıyan erkeklerden oluşan, görünüşte sonu olmayan tören alayları oyulmuş. 200 adet figür, odanın duvar boşluğunun üçte ikisini kaplıyor.
Stupko-Lubczynska, Varşova Üniversitesi’nin tapınağın zarar görmüş duvarlarını temizlemek ve restore etmek amacıyla halihazırda özenli bir biçimde yürüttüğü Polonya-Mısır keşif gezisinin bir parçası olarak oradaydı. Konservasyon görevlileri figürleri temizlemeden önce Stupko-Lubczynska ve teknik ressamlar, 2006 ile 2013 yılları arasında şapelin duvarlarını el ile belgelemek için yüzlerce saatlerini harcayarak oymaları plastik film sayfalarına birebir boyutlarıyla kopyaladılar. Stupko-Lubczynska, “Oymacılar tarafından yürütülen süreci tekrar ederek onların çizgileri üzerinden geçmek ve attıkları adımları kopyalamak zorundaydık.” diyor.
Bu süreçte arkeologlar, şapelin yumuşak kireçtaşlarında beceriksiz keski darbeleri ve bunları takip eden düzeltmeler gibi minik detaylar tespit ettiler: “Elimizde birbirini tekrar eden detaylara sahip çok fazla figür olduğu için detayları ve işçiliği birbiriyle karşılaştırabiliyoruz.” diyor Stupko-Lubczynska. “Yeteri kadar figüre baktığınızda o sanatçının işini gerektiği gibi yapıp yapmadığını kolayca görebiliyorsunuz.”
Stupko-Lubczynska ve meslektaşları, acemi elden çıkmış bir ikonlar ordusu gibi görünen ince farkları yavaş yavaş görmeye başladılar. Bazı figürler fark edilir derecede daha kötüydü: uyduruk bir biçimde yontulmuş köşelere sahip bacaklar ve gövdeler, normalde iki ya da üç uzman darbesi yeterli olmasına rağmen çok fazla keski darbesi ile şekillendirilmiş peruk dalgaları…
Kaynak: https://arkeofili.com/hatsepsut-tapinaginda-acemi-ve-usta-sanatcilar-isbirligi-yapmis/
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız